MUSTAFA

Filmin adına bakar mısınız? Neymiş Bay Can Dündar’ın amacı? Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü halka içimizden biri olarak sevdirmek içinmiş. Onun için mi Atatürk’ü karanlıktan korkan korkağın biri, kadın düşkünü ve ayyaş biri olarak belletmeye çalışıyor. Nedir bu insanların Atatürk hazımsızlığı. Gerçi Ermeni kökenli olduğu söylenen Can Dündar için fark etmeyebilir ama dinine bağlı olan tüm Müslüman Türk’ler için Atatürk ve devrimleri çok önemlidir. Eğer Atatürk Kurtuluş Savaşını başlatmasaydı ve kazanmasaydı bu gün camilerimizin yerinde kiliseler olurdu. Ezan sesi yerine çan seslerini dinlemek zorunda kalırdık. Sahte dincilerin, din bezirgânlarının gerçek yüzlerini halkımızın artık görmesi, onların Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e çamur atmalarına itibar etmemeleri ve atamıza dört elle sarılmaları gerekir.

İşin ilginç yanı Atatürk’ü hazmedemeyen sözde dindarlar padişahlığın geri gelmesi özlemi içindeler. Peki, padişahlar, özellikle son dönemdekiler sütten çıkmış ak kaşık mıydılar? Kaç nikâhlı eşi ve kaç cariyeleri vardı? Eğer dürüstseler bunu da dile getirmeleri gerekmez mi?

Torunum üç kasıma kadar henüz on yaşında. Mustafa filmine gitmiş. Hep bildiğim şeyler ama Atatürk’ümüzü alkolik, karanlıktan korkan bir korkak ve kadınlara çok düşkün biri olarak tanıtılmak isteniyor olmasını içime sindiremedim. İşte bu yüzden Atatürkçü Düşünce Derneğine üye olmaya karar verdim. Ama Atatürkçü Düşünme derneğinin nerede olduğunu bilmiyorum diyor. Zonguldak’ı ben de iyi tanımadığım için daha kolay bulabileceğin CHP ye gidip oradan öğrenebilirsin dedim. Gerçi on yaşındaki bir çocuğun hiçbir derneğe üye olmaya yetkisi yoktur ama onur üyesi yapabilirler. On yaşındaki bir çocuğun bile filmdeki çirkefliği net olarak anlamış olması sevindirici bir durum. İnşallah yeni yetişen gençlik Atatürk’ü Can Nevres gibi yürekten sever.

***

Yoğurduyla ünlü Silivri’nin tröstleşen süt sanayisi yüzünden yoğurduyla birlikte adı unutulur olmuştu. En azından artık Silivri yoğurduyla anılmıyor. Bu günlerde Silivri’nin adı bırakınız Türkiye’yi, dünyanın gündeminde. Eski belediye başkanı Sayın Selami Değirmenci başkanlığı döneminde bu cezaevinin Silivri’de kurulmaması için çok uğraş vermişti. Belediye AKP ye geçince cezaevinin önünde hiçbir engel kalmamıştı. Oysa bu cezaevinin Silivri’de kurulmaması için çok önemli bir neden vardı. Cezaevinin kapladığı alan bin dönüm. Üstelik dünyanın en verimli arazilerinden biri diyebileceğimiz verimli topraklara sahip bir arazi burası. Nedense AKP ve önceki hükümetler zamanında cezaevinin bu alanda inşa edilmesi için çok ısrarlıydılar. Sonunda da muratlarına ermiş oldular. Bu kadar büyük bir cezaevinin kurulması bu kadar çok önemli idiyse neden verimsiz topraklar üzerinde kurulmadı. Orada yaşayan insanların sefaletten kurtulacaklarından korktukları için mi? Devleti yönetenler bir tarım arazisinin en az bin senede oluştuğundan haberleri yok mu? Bu gidiş böyle sürer giderse gelecekte insanlar yiyecekleri sebzeleri saksılarda yetiştirmek zorunda kalacaklar. Şayet saksılarına tarıma uygun toprak bulabilirlerse.

***

Türkiye’nin önemli göllerinden Bafa gölü kurumaya yüz tuttuğu gibi atıklar yüzünden oluşan kirlilik nedeniyle gölde balıklar yaşayamaz olmuşlar. Ekolojik dengenin ne olduğundan habersiz olan bazı cahiller gölün kurumasını hevesle beklemektelermiş. Nedeni ise kendilerine işleyebilecekleri tarlalar çıkacakmış. Bir kere Bafa gölünün suyu önemli oranda tuzlanmış durumda. Kuruduğu takdirde tarıma elverişli arazi olabilmesi için arazinin drenaj kanalları ile yıkanması gerekir. Çok pahalı olan bu sistemle temizlenecek olan arazinin hiçbir garantisi olamaz. Fazla sulama yüzünden dipte kalan tuz yine yukarıya çıkar ve toprağın gerenleşmesine neden olur. Yıllar önce Ova gölü ile Elmalı gölü arazi kazanmak için kurutulmuştu. Kurutulma nedeniyle ekolojik denge bozulduğundan göller yeniden canlandırılmak isteniyor ama iş işten geçmiş oluyor. Zira ekolojik dengenin tekrar oluşması için çok uzun yıllar gerekiyor. İnşallah sağduyu hâkim olur ve Gediz nehrinden su desteği alan Menemen’deki Sazlı göl gibi Bafa gölüne de Menderes nehrinden su desteği sağlanarak gölün yok olması engellenir.

Özcan Nevres
Latest posts by Özcan Nevres (see all)
(Bugün 1, toplamda 68 kez ziyaret edildi.)

Özcan Nevres tarafından yayınlandı

15 Ağustos 1935 de Menemen’de doğdum. Esas mesleğim elektrik ve elektronik teknisyenliğidir. Gazeteciliğe 1958 yılında Ege’de yayınlanan Sabah Postası gazetesinde başladım. Hobilerim yazmak, okumak, tarihi eserler ve harabelerle ilgilenmektir.