Uzun zamandan beri reklamı sürmekte olan zayıflama bandı reklamını dinlemeye bile gerek duymamıştım. İlk defa reklamı sonuna kadar bu gece izledim. Reklamda bir hanım efendi bir buçuk ayda tam on beş kilo verdim. Bandı bir buçuk ay kullandım. Bir buçuk aydan beri kullanmadığım halde hiç kilo almadım diyor. Bakınız bu konuda Onkoloji Profesörü Sayın Erkan Topuz ne diyor? Sağlıklı olarak zayıflayabilmek için ayda en fazla bir buçuk kilo verilmelidir. Bunun üzerinde kilo vermek kansere davetiyedir. Sağlıklı olarak zayıflamak için diyabet hastalarının kullandığı ana maddesi Metformin olan ilaçlarla gayet sağlıklı olarak ayda bir buçuk kilo verebilirsiniz. Yüz altı kilodan doksan altı kiloya ancak bir yılda inebilmiştim. Sayın Erkan Topuz’un önerdiği ilaç ayda bir buçuk kilo verdiriyorsa, o ilacı kullanacak olursam yılda on sekiz kilo verebilirim diye düşündüm ve eczaneden bir kutu ilaç satın aldım. İnternet’ten ilaç hakkında bilgi aradığımda bir sürpriz ile karşılaştım. Meğer TİP 2 diyabet hastası olduğum için kullanmakta olduğum ilacın da ana hammaddesinin Metformin olduğunu gördüm. Aldığım ilacı daha sonra kullanmak üzere ilaç dolabına kaldırdım. Almış olduğum ilacı Sayın Erkan Topuz önerdiği halde doktoruma danışmadan kullanmak istemedim. Zira en iyi ilacın dahi yan etkilerini olduğunu unutmamak gerekir.
Zayıflama konusunda o kadar çok mail alıyorum ki inanılacak gibi değil. Hepsi kendi pazarladıkları sözde mucize gıda takviyelerini öneriyorlar. Hele bir tanesi var ki bir ayda on beş kilo vereceğime garanti veriyor. Maile maille yanıt verdim. İlginize teşekkür ederim ama ben kanser hastası olarak ölmek istemiyorum dedim. Bu defa da biri Güneydoğu’da üretilmekte olan kırmız biber ile bir televizyon sunucusunun tam otuz beş kilo verdiğini yazıyor ve indirimli fiyatının elli dokuz lira olduğunu belirtiyor. Bu nasıl bir piyasadır ki insan sağlığıyla bu denli sorumsuzca oynanabiliyor. Peki, bu durum karşısında Sağlık Bakanlığının ne yapması gerekir? Tüm bu sözde gıda takviyesi bitkiselleri yasaklayıp toplatılmasını sağlaması gerekmiyor mu? Gerekiyor ama sayın bakanımız bu günlerde siyaset ile çok meşgul olduğundan olsa gerek sağlığa kesin olarak zararlı olan bu sözde gıda takviyelerine zaman ayıramıyor.
Geçmişte televizyon kanallarında türbe ziyaretleri yarışması vardı. Her kanal kameramanlarını ve muhabirlerini türbelere gönderip çekim yaptırıp izleyicilerine haber olarak sunuyorlardı. Bir türbe haberinde öyle bir sahne vardı ki gözlerimizle görmesek inanamazdık. Kadının biri ha bire göbek atıyor ve her göbek atışında al sana bir göbek ver bana bir bebek diye de çığlık atıyordu. Gerçek din adamlarımız ne dileyecekseniz Allah’tan dileyin, ölmüşlerden medet ummayın deseler de dinleyen kim?
Çok eskiden ülke genelinde hekim çok azdı. Üstelik insanlarda doktora gitme alışkanlıkları yoktu. Çoğunun hastalığı ne olursa olsun. Sıtma Mücadele Derneğinden parasız aldıkları sıtma ilacı kinini her derde deva bir ilaçmış gibi kullanırlardı. Neyse ki sıtma hastalığının kökü kazınıldı da, her derde deva olduğu sanılan bu ilaç unutuldu gitti. Doktor sayısı çok az olunca doktor bulamayanlar veya eski alışkanlıklarından kurtulamayanlar çareyi hocalarda arıyorlardı. Menemen’de çok ünlü bir hoca vardı. Üfürüğünün deva olmadığı!!! hiçbir hastalık yoktu. Evine elektrik tesisatı yaparken hastalarını okutmaya gelenlerin haddi hesabı yoktu. Hocam sizin nefesinizin her derde deva olduğuna dair yaygın bir kanı var doğru mu diye sordum? Öyle olmasa bu kadar insan kendilerini okutmaya gelirler mi dedi? Tesisatını tamamladıktan ve bağlantısını yaptırdıktan sonra onu bir süre görmedim. Bir gün iyi görüşmekte olduğum bir doktoru ziyarete gittiğimde bir de ne göreyim? Bizim nefesi her derde deva hocamızı doktorumuz muayene ediyor. Muayenesi tamamlandıktan sonra yanıma oturdu. Reçetenin yazılmasını bekliyordu. Yavaşça hocam ne oldu sana böyle? Senin nefesin senin bile hastalığını tedaviye yetmediğine gör sana kendilerini okutmaya gelenlerin hastalıktan kurtulmalarına yeter mi dedim? Kulağıma eğilip sus be evlat dedi. Enayiler olmasa biz nerden geçineceğiz? Bu söylediğinde yerden göğe kadar haklıydı ama kime anlatacaksın? O gibi insanlara inanmış olanları okumakla, üflemekle hastalıkların tedavi edilemeyeceğine inandırmak olası mı?
Özcan Nevres
- Tükeniş - Haziran 24, 2016
- İnönü Krom Satmış - Haziran 24, 2016
- Konu Taksim Meydanı Olunca - Haziran 24, 2016