Çok partili yaşama geçtiğimizden beri Taksim meydanı kimilerinin kinlerini tatmin aracı olmuştur. İsmet İnönü sayesinde iktidar olmuş olan Demokrat Partililerin ilk icraatlarından biri İsmet İnönü’nün Taksim meydanındaki anıtını gözle görülemeyecek bir yere kaldırmak olmuştu. Bin dokuz yüz atmış darbesinden sonra heykelin tekrar eski yerine konulması sağ partilileri her zaman kızdırmıştır. Bu günlerde Taksim meydanının talan edilme sevdası bu öfkenin nedeni olamaz mı? O meydan talan edilsin ki bir daha orada sol eğilimli partiler ve destekçileri bir daha gösteri yapamasınlar.

Gündemdeki konu Taksim meydanında büyük bir cami ve çok önceleri yıktırılmış olan Topçu kışlasının benzerini inşa ettirmektir. Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki; biz o atalarımızın yadigârı tarihi binayı tekrar inşa ettirip atalarımıza saygımızı göstereceğiz.

Peki, bu kışla hangi tarihte inşa edildi? Üçüncü Selim zamanında bin sekiz yüz altı yılında inşa ettirildi. 12/13 Nisan 1909 tarihinde yaşanan isyan olayına kadar kışla olarak kullanılan bu bina bu tarihten sonra çeşitli amaçlarla kullanılmıştır.

Bin dokuz yüz kırk yılında tamamen yıktırılmış ve gezi alanı olarak düzenlenmiştir. Kışlanın geçmişi çok uzun yıllara dayanmamaktadır. Eğer atalarımıza saygı söz konusu ise önce Adnan Menderes’in yıktırmış olduğu tarihi eserlerden başlasınlar.

Taksim anıtı (taksim meydanı)
İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica’ya (1869-1959) yaptırılan Taksim Cumhuriyet Anıtı, iki genç Türk; Hadi (Bara) Bey ve Sabiha (Bengütaş) Hanım’ın yardımlarıyla 1928’de tamamlanmıştır. 8 Ağustos 1928’de açılan anıtın, kaide ve çevre düzeni mimar Giulio Mongeri (1873-1953) tarafından yapılmıştır.

Menemen’de şimdilerde çirkin bir görüntüye sahip olan Merdivenli Pazar yerinin geçmişinde çok büyük bir kilise vardı. İlkokulda okuduğum yıllarda bu kilisede Karagöz ve Hacivat gösterileri ile kukla gösterileri izlemiştik. Çok büyük ve çok yüksek bir binaydı. Her tarafı fresklerle süslüydü. Menemen’de bin dokuz yüz elli yılında yapılan seçimde belediye başkanlığını ve yönetimini Demokrat Partililer kazanmışlardı.

İlk icraatları o muhteşem binayı yıktırmak olmuştu. Elde edilen arsa Pazar yeri olarak bir süre kullanılmıştı. Daha sonra CHP li belediye başkanı İdris Tınaz’ın fidanlık olarak tesis ettirdiği otuz dört dönümlük fidanlık önce satılmış. Daha sonra geri satın alınarak yeni Pazar yeri kurulmuştur. Hadi bakalım mademki geçmişimize saygımız var. O güzel binayı tekrar inşa ettirsinler.

Gerçekten tarihimize saygılıysalar Menemen’deki tarihi Bedesteni satın alıp restore ettirsinler ve mimari bir şaheser olan o binayı Menemen’e müze olarak kazandırsınlar. Kaldı ki buna benzer nice tarihi binalar var . Tümü kaderlerine terk edilmişler. Çok sık haberlere konu olan tarihi ahşap binaların kundaklanarak yakılmasına bile önlem alınamıyor.

İstanbul’un tarihi surları ne durumda? Surların küçük bir bölümünün dışında neredeyse tamamı kaderine terk edilmiş durumda.

Silivri’de iki tarihi ahşap binanın dışında daha onlarcası restore edilmeyi bekliyor ama bazıları bu beklemeye dayanamadıklarından yıkılıp yok olmuşlar. Boğluca deresinin üzerindeki tarihi köprü yıkıldı, yıkılacak. Neredeyse üç yıldan beri trafiğe kapalı ama halen tamir edilememiştir.

Tuzla deresinin üzerindeki Mimarsinan köprüsü de içler acısı bir durumda. Beş yıldan beri trafiğe kapalı ve beş yıldan beri güya onarılıyordu. Onarım işini üstlenen yüklenici köprünün tarihi dokusunu bozduğu için sözleşme iptal edilmiş. Onarım için yeni bir ihalenin yapılması bekleniyor.

Özcan Nevres
Latest posts by Özcan Nevres (see all)
(Bugün 1, toplamda 192 kez ziyaret edildi.)

Özcan Nevres tarafından yayınlandı

15 Ağustos 1935 de Menemen’de doğdum. Esas mesleğim elektrik ve elektronik teknisyenliğidir. Gazeteciliğe 1958 yılında Ege’de yayınlanan Sabah Postası gazetesinde başladım. Hobilerim yazmak, okumak, tarihi eserler ve harabelerle ilgilenmektir.