27 Mayıs Darbesi

27 Mayıs 1960 Darbesi
Sayın Başba27 Mayıs 1960 Darbesi
Sayın Başbakan AKP İl Başkanları toplantısında Yirmi Yedi Mayıs Darbesini eleştirmiş. Oysa eleştirilmesi gereken bu darbenin nedenlerini hazırlayanlardır. Bu darbeye neden olanlardır. Demokrat Parti bin dokuz yüz kırk beşte kuruldu. Kurulur kurulmaz din istismarcılığına başladı. Halkı kandırıp kendi saflarına çekmek için her türlü yalandan yararlanmayı çok iyi kullandılar. İkinci Dünya Savaşında çekilmiş olan sıkıntıları sürekli istismar ettiler. Köy Enstitüleri aydınlığa giden yolun temel taşı olmasına rağmen sürekli Köy enstitülerine saldırdılar. O ilim ve irfan yuvalarını komünistlikle karalamaları yetmezmiş gibi enstitüde okuyan kızlarımıza en adi iftiralarla karalamaları enstitüleri kapattırıncaya kadar sürdürdüler. Dünyada örnek sayılan bu irfan yuvalarını kapattırmayı başararak irticaya yönelişin ilk adımlarını atmış oldular. Bu başarılarını Türkçe okunmakta olan ezanı Arapçaya çevirerek pekiştirdiler. Halkın dile getirdikleri sorunlarını sigara paketlerinin üstüne yazarak güya sorunlara çözüm getireceklerdi. O yıllarda en ucuz olan sigaranın paketi yirmi kuruştu. İktidar olduklarında bu sigarayı beş kuruşa içireceklerini vaat ettiler. Kısa zamanda sigaranın fiyatı beş kuruşa indirildi ama paketi değil. Paketin içindeki yirmi sigaranın her biri beş kuruş oldu.
Gümrük kapılarını açtılar. İşe yarar veya yaramaz ne varsa ithal ettiler. Kısa zamanda hurdaya çıkacak olan traktörler. Pili ve elektrikli radyolar, incik boncuk akla gelebilecek her şeyin ithal edilmesine göz yumdular. Zannediyorlardı ki, CHP nin ağzına kadar dolu bıraktığı dövizler hiç bitmeyecekti. Atalarımız ne kadar güzel söylemişler. Hazıra dağ dayanmaz diye. İktidarlarının ilk dört yılında hazine tamtakır kalmıştı. Vadeli ithal edilen ürünlerin bedelleri ödenemez olmuştu. Kısa zamanda ekonomideki dış itibarımızı da yok ettiler. Hazineye ait tonlarca altın Fransa’ya rehin bırakıldı ve bir daha geriye alınamadı. İthalat yapılamaz olunca yokluklar başladı. Halkın tükettiği yiyeceklere ve kullandıklarına çok büyük zamlar geldi. Kilosu otuz beş kuruş olan fasulyenin kilosu yedi buçuk liraya çıkınca türkülere malzeme oldu. Oy fasulyem yedi buçuk lira, hem kaynasın hem oynasın diye şarkılara konu oldu. Bu kötü gidişe dur demek için halkın milli kurutma kanunu dediği Milli Korunma Kanununu çıkardılar. Bu kanundan en çok zarar gören büyük vurguncular değil de küçük esnaflar oldu. Her hangi bir ürünü belirlenen fiyatın beş kuruş üstünde satanlar ağır hapis cezaları aldılar. Yıllarca hapishanelerde çürüdüler.
Bin dokuz yüz elli sekiz yılında yapılması gereken genel seçimleri bir yıl öne alarak bin dokuz yüz elli yedide yaptılar. Eğer seçim zamanında yapılmış olsaydı Demokrat Partinin seçimi kaybetmesi kaçınılmazdı. Büyük baskılara rağmen bir önceki seçimde otuz dört milletvekilliği kazanan CHP bu seçimde yüz yetmiş dokuz milletvekilliği kazanmıştı. CHP nin Genel Sekreteri Kasım Gülek iktidarı çok fena sallıyordu. Bunun üzerine gazetecilere ve gazetelere çok ağır baskılar uygulamaya başladılar. Milli Şef İsmet İnönü’nün damadı Metin Toker de dahil olmak üzere birçok gazeteciye ağır cezalar yağdırdılar. Gazeteleri ve gazetecileri susturamayınca TAHKİKAT KOMİSYONLLARINI kurdular. Hızını alamayan Başbakan Adnan Menderes meydanlarda gerekirse İDAM SEHPALARI kuracağız diyerek muhalefeti susturmaya çalışmıştı. İsmet İnönü bu söylenene çok sert çıkmıştı. İdam sehpaları kurulabilir ama hangi tarafa çalışacağı belli olmaz demişti. Nitekim de öyle oldu. İdam sehpaları kuruldu ve Demokrat Parti iktidarının bakanlarına çalıştı. Ülke genelinde muhalefet liderlerine çok ağır baskılar uygulandı. Liderlerin seyahat özgürlükleri engellenmek istendi. Muhalefet lideri İsmet İnönü Kayseri’de taşlandı. İstanbul Topkapı’da öldürülmek istendi. İstanbul Emniyet Müdür yardımcısı Orhan Eyüboğlu’nun kişisel gayretiyle öldürülmesi engellendi. Bu olay üzerine Üniversiteliler ayaklandılar. İstanbul’da gençler kendilerini durdurmak için gönderilen tankların üzerine çıkıp ordu, gençlik el ele diyerek haykırdılar. Bunlar darbenin ayak sesleriydi ama aldırmadılar. Olayları yatıştırmak için sertliğe yanaşmayan orduyu Adnan Menderes tüm subayları emekli etmekle tehdit ederek, gerekirse orduyu yedek subaylarla yönetirim demesi gerilen ipin kopmasına neden olmuştu. Bu kötü gidişe yirmi yedi mayıs sabahında çalınan marşlarla son verildi. Darbeciler Milli Birlik Konseyini kurduktan sonra ilk icraatları bilim adamlarına yeni anayasa hazırlama görevi vermek oldu. O yılların en modern anayasasını hazırlatarak halkın oyuna sundular. Anayasa oylamasında eski demokratların hayır diyelim hayır olsun söylemleri etkili olmadı ve yeni anayasa büyük bir çoğunluğun oylarıyla kabul edildi.
Demokrat Partinin bu ülkeye vermiş olduğu en büyük zarar Köy enstitülerinin kapatılması olmuştur. Böylece çağdaşlığa, aydınlığa giden yolu kapatmış oldular.
Özcan Nevres ozcan.nevres@gmail.com

kan AKP İl Başkanları toplantısında Yirmi Yedi Mayıs Darbesini eleştirmiş. Oysa eleştirilmesi gereken bu darbenin nedenlerini hazırlayanlardır. Bu darbeye neden olanlardır. Demokrat Parti bin dokuz yüz kırk beşte kuruldu. Kurulur kurulmaz din istismarcılığına başladı. Halkı kandırıp kendi saflarına çekmek için her türlü yalandan yararlanmayı çok iyi kullandılar. İkinci Dünya Savaşında çekilmiş olan sıkıntıları sürekli istismar ettiler. Köy Enstitüleri aydınlığa giden yolun temel taşı olmasına rağmen sürekli Köy enstitülerine saldırdılar. O ilim ve irfan yuvalarını komünistlikle karalamaları yetmezmiş gibi enstitüde okuyan kızlarımıza en adi iftiralarla karalamaları enstitüleri kapattırıncaya kadar sürdürdüler. Dünyada örnek sayılan bu irfan yuvalarını kapattırmayı başararak irticaya yönelişin ilk adımlarını atmış oldular. Bu başarılarını Türkçe okunmakta olan ezanı Arapçaya çevirerek pekiştirdiler. Halkın dile getirdikleri sorunlarını sigara paketlerinin üstüne yazarak güya sorunlara çözüm getireceklerdi. O yıllarda en ucuz olan sigaranın paketi yirmi kuruştu. İktidar olduklarında bu sigarayı beş kuruşa içireceklerini vaat ettiler. Kısa zamanda sigaranın fiyatı beş kuruşa indirildi ama paketi değil. Paketin içindeki yirmi sigaranın her biri beş kuruş oldu.
Gümrük kapılarını açtılar. İşe yarar veya yaramaz ne varsa ithal ettiler. Kısa zamanda hurdaya çıkacak olan traktörler. Pili ve elektrikli radyolar, incik boncuk akla gelebilecek her şeyin ithal edilmesine göz yumdular. Zannediyorlardı ki, CHP nin ağzına kadar dolu bıraktığı dövizler hiç bitmeyecekti. Atalarımız ne kadar güzel söylemişler. Hazıra dağ dayanmaz diye. İktidarlarının ilk dört yılında hazine tamtakır kalmıştı. Vadeli ithal edilen ürünlerin bedelleri ödenemez olmuştu. Kısa zamanda ekonomideki dış itibarımızı da yok ettiler. Hazineye ait tonlarca altın Fransa’ya rehin bırakıldı ve bir daha geriye alınamadı. İthalat yapılamaz olunca yokluklar başladı. Halkın tükettiği yiyeceklere ve kullandıklarına çok büyük zamlar geldi. Kilosu otuz beş kuruş olan fasulyenin kilosu yedi buçuk liraya çıkınca türkülere malzeme oldu. Oy fasulyem yedi buçuk lira, hem kaynasın hem oynasın diye şarkılara konu oldu. Bu kötü gidişe dur demek için halkın milli kurutma kanunu dediği Milli Korunma Kanununu çıkardılar. Bu kanundan en çok zarar gören büyük vurguncular değil de küçük esnaflar oldu. Her hangi bir ürünü belirlenen fiyatın beş kuruş üstünde satanlar ağır hapis cezaları aldılar. Yıllarca hapishanelerde çürüdüler.
Bin dokuz yüz elli sekiz yılında yapılması gereken genel seçimleri bir yıl öne alarak bin dokuz yüz elli yedide yaptılar. Eğer seçim zamanında yapılmış olsaydı Demokrat Partinin seçimi kaybetmesi kaçınılmazdı. Büyük baskılara rağmen bir önceki seçimde otuz dört milletvekilliği kazanan CHP bu seçimde yüz yetmiş dokuz milletvekilliği kazanmıştı. CHP nin Genel Sekreteri Kasım Gülek iktidarı çok fena sallıyordu. Bunun üzerine gazetecilere ve gazetelere çok ağır baskılar uygulamaya başladılar. Milli Şef İsmet İnönü’nün damadı Metin Toker de dahil olmak üzere birçok gazeteciye ağır cezalar yağdırdılar. Gazeteleri ve gazetecileri susturamayınca TAHKİKAT KOMİSYONLLARINI kurdular. Hızını alamayan Başbakan Adnan Menderes meydanlarda gerekirse İDAM SEHPALARI kuracağız diyerek muhalefeti susturmaya çalışmıştı. İsmet İnönü bu söylenene çok sert çıkmıştı. İdam sehpaları kurulabilir ama hangi tarafa çalışacağı belli olmaz demişti. Nitekim de öyle oldu. İdam sehpaları kuruldu ve Demokrat Parti iktidarının bakanlarına çalıştı. Ülke genelinde muhalefet liderlerine çok ağır baskılar uygulandı. Liderlerin seyahat özgürlükleri engellenmek istendi. Muhalefet lideri İsmet İnönü Kayseri’de taşlandı. İstanbul Topkapı’da öldürülmek istendi. İstanbul Emniyet Müdür yardımcısı Orhan Eyüboğlu’nun kişisel gayretiyle öldürülmesi engellendi. Bu olay üzerine Üniversiteliler ayaklandılar. İstanbul’da gençler kendilerini durdurmak için gönderilen tankların üzerine çıkıp ordu, gençlik el ele diyerek haykırdılar. Bunlar darbenin ayak sesleriydi ama aldırmadılar. Olayları yatıştırmak için sertliğe yanaşmayan orduyu Adnan Menderes tüm subayları emekli etmekle tehdit ederek, gerekirse orduyu yedek subaylarla yönetirim demesi gerilen ipin kopmasına neden olmuştu. Bu kötü gidişe yirmi yedi mayıs sabahında çalınan marşlarla son verildi. Darbeciler Milli Birlik Konseyini kurduktan sonra ilk icraatları bilim adamlarına yeni anayasa hazırlama görevi vermek oldu. O yılların en modern anayasasını hazırlatarak halkın oyuna sundular. Anayasa oylamasında eski demokratların hayır diyelim hayır olsun söylemleri etkili olmadı ve yeni anayasa büyük bir çoğunluğun oylarıyla kabul edildi.
Demokrat Partinin bu ülkeye vermiş olduğu en büyük zarar Köy enstitülerinin kapatılması olmuştur. Böylece çağdaşlığa, aydınlığa giden yolu kapatmış oldular.
Özcan Nevres ozcan.nevres@gmail.com

27 Mayıs 1960 Darbesi
Sayın Başbakan AKP İl Başkanları toplantısında Yirmi Yedi Mayıs Darbesini eleştirmiş. Oysa eleştirilmesi gereken bu darbenin nedenlerini hazırlayanlardır. Bu darbeye neden olanlardır. Demokrat Parti bin dokuz yüz kırk beşte kuruldu. Kurulur kurulmaz din istismarcılığına başladı. Halkı kandırıp kendi saflarına çekmek için her türlü yalandan yararlanmayı çok iyi kullandılar. İkinci Dünya Savaşında çekilmiş olan sıkıntıları sürekli istismar ettiler. Köy Enstitüleri aydınlığa giden yolun temel taşı olmasına rağmen sürekli Köy enstitülerine saldırdılar. O ilim ve irfan yuvalarını komünistlikle karalamaları yetmezmiş gibi enstitüde okuyan kızlarımıza en adi iftiralarla karalamaları enstitüleri kapattırıncaya kadar sürdürdüler. Dünyada örnek sayılan bu irfan yuvalarını kapattırmayı başararak irticaya yönelişin ilk adımlarını atmış oldular. Bu başarılarını Türkçe okunmakta olan ezanı Arapçaya çevirerek pekiştirdiler. Halkın dile getirdikleri sorunlarını sigara paketlerinin üstüne yazarak güya sorunlara çözüm getireceklerdi. O yıllarda en ucuz olan sigaranın paketi yirmi kuruştu. İktidar olduklarında bu sigarayı beş kuruşa içireceklerini vaat ettiler. Kısa zamanda sigaranın fiyatı beş kuruşa indirildi ama paketi değil. Paketin içindeki yirmi sigaranın her biri beş kuruş oldu.
Gümrük kapılarını açtılar. İşe yarar veya yaramaz ne varsa ithal ettiler. Kısa zamanda hurdaya çıkacak olan traktörler. Pili ve elektrikli radyolar, incik boncuk akla gelebilecek her şeyin ithal edilmesine göz yumdular. Zannediyorlardı ki, CHP nin ağzına kadar dolu bıraktığı dövizler hiç bitmeyecekti. Atalarımız ne kadar güzel söylemişler. Hazıra dağ dayanmaz diye. İktidarlarının ilk dört yılında hazine tamtakır kalmıştı. Vadeli ithal edilen ürünlerin bedelleri ödenemez olmuştu. Kısa zamanda ekonomideki dış itibarımızı da yok ettiler. Hazineye ait tonlarca altın Fransa’ya rehin bırakıldı ve bir daha geriye alınamadı. İthalat yapılamaz olunca yokluklar başladı. Halkın tükettiği yiyeceklere ve kullandıklarına çok büyük zamlar geldi. Kilosu otuz beş kuruş olan fasulyenin kilosu yedi buçuk liraya çıkınca türkülere malzeme oldu. Oy fasulyem yedi buçuk lira, hem kaynasın hem oynasın diye şarkılara konu oldu. Bu kötü gidişe dur demek için halkın milli kurutma kanunu dediği Milli Korunma Kanununu çıkardılar. Bu kanundan en çok zarar gören büyük vurguncular değil de küçük esnaflar oldu. Her hangi bir ürünü belirlenen fiyatın beş kuruş üstünde satanlar ağır hapis cezaları aldılar. Yıllarca hapishanelerde çürüdüler.
Bin dokuz yüz elli sekiz yılında yapılması gereken genel seçimleri bir yıl öne alarak bin dokuz yüz elli yedide yaptılar. Eğer seçim zamanında yapılmış olsaydı Demokrat Partinin seçimi kaybetmesi kaçınılmazdı. Büyük baskılara rağmen bir önceki seçimde otuz dört milletvekilliği kazanan CHP bu seçimde yüz yetmiş dokuz milletvekilliği kazanmıştı. CHP nin Genel Sekreteri Kasım Gülek iktidarı çok fena sallıyordu. Bunun üzerine gazetecilere ve gazetelere çok ağır baskılar uygulamaya başladılar. Milli Şef İsmet İnönü’nün damadı Metin Toker de dahil olmak üzere birçok gazeteciye ağır cezalar yağdırdılar. Gazeteleri ve gazetecileri susturamayınca TAHKİKAT KOMİSYONLLARINI kurdular. Hızını alamayan Başbakan Adnan Menderes meydanlarda gerekirse İDAM SEHPALARI kuracağız diyerek muhalefeti susturmaya çalışmıştı. İsmet İnönü bu söylenene çok sert çıkmıştı. İdam sehpaları kurulabilir ama hangi tarafa çalışacağı belli olmaz demişti. Nitekim de öyle oldu. İdam sehpaları kuruldu ve Demokrat Parti iktidarının bakanlarına çalıştı. Ülke genelinde muhalefet liderlerine çok ağır baskılar uygulandı. Liderlerin seyahat özgürlükleri engellenmek istendi. Muhalefet lideri İsmet İnönü Kayseri’de taşlandı. İstanbul Topkapı’da öldürülmek istendi. İstanbul Emniyet Müdür yardımcısı Orhan Eyüboğlu’nun kişisel gayretiyle öldürülmesi engellendi. Bu olay üzerine Üniversiteliler ayaklandılar. İstanbul’da gençler kendilerini durdurmak için gönderilen tankların üzerine çıkıp ordu, gençlik el ele diyerek haykırdılar. Bunlar darbenin ayak sesleriydi ama aldırmadılar. Olayları yatıştırmak için sertliğe yanaşmayan orduyu Adnan Menderes tüm subayları emekli etmekle tehdit ederek, gerekirse orduyu yedek subaylarla yönetirim demesi gerilen ipin kopmasına neden olmuştu. Bu kötü gidişe yirmi yedi mayıs sabahında çalınan marşlarla son verildi. Darbeciler Milli Birlik Konseyini kurduktan sonra ilk icraatları bilim adamlarına yeni anayasa hazırlama görevi vermek oldu. O yılların en modern anayasasını hazırlatarak halkın oyuna sundular. Anayasa oylamasında eski demokratların hayır diyelim hayır olsun söylemleri etkili olmadı ve yeni anayasa büyük bir çoğunluğun oylarıyla kabul edildi.
Demokrat Partinin bu ülkeye vermiş olduğu en büyük zarar Köy enstitülerinin kapatılması olmuştur. Böylece çağdaşlığa, aydınlığa giden yolu kapatmış oldular.
Özcan Nevres ozcan.nevres@gmail.com

Özcan Nevres
Latest posts by Özcan Nevres (see all)
(Bugün 1, toplamda 129 kez ziyaret edildi.)

Özcan Nevres tarafından yayınlandı

15 Ağustos 1935 de Menemen’de doğdum. Esas mesleğim elektrik ve elektronik teknisyenliğidir. Gazeteciliğe 1958 yılında Ege’de yayınlanan Sabah Postası gazetesinde başladım. Hobilerim yazmak, okumak, tarihi eserler ve harabelerle ilgilenmektir.