Anneler Günü
Öncelikle tüm iyi annelerin anneler günü kutlu olsun. iyi annelik topluma iyi ve hayırlı evlat yetiştirmekle mümkün olur. Dünkü Fenerbahçe-Galatasaray maçında yaşananlara baktığımızda iyi ve hayırlı evlat yetiştirmenin önemini çok daha iyi anlarız. O olayları yaratanlara sormak gerekir. Siz izleyici misiniz? Yoksa eşkıya mı? Onların yaptığını eşkıyalar bile yapmaz. Onları da doğuran eli öpelisi anneler değil mi? Demek ki o anneler çocuklarına topluma uyum sağlamanın ve saygılı olmanın erdemini kazandıramamışlar.
Bir zamanlar ben de gençtim. İnönü stadyumunda izlediğim maçların haddi hesabı yok. Hiçbir maçta dünkü maçtaki densizlikler gibi densizlik görmedim. Özellikle Fenerbahçe’nin hiçbir maçını kaçırmazdım. Bölük komutanım koyu bir Fenerbahçeli idi. Bir gün Fenerbahçe maçına gitmediğimi gördüğünde nedenini merak ettiğinden yanına çağırttı ve sordu? Neden maça gitmiyorsun diye? Her hangi bir nedeni yok dediğimde maça gidecek paran mı yok diye sordu. Hayır param var ama canım gitmek istemiyor dedim. İnanmamış olacak ki göster bakayım paranı dedi. Gösterince hadi bakalım doğruca maça, geldiğinde olanları bana anlatırsın demişti. Bölük komutanımın dahliyle hiçbir Fenerbahçe maçını kaçırmazdım. O dönemde de yoğun tezahürat olurdu. Ama hiçbir zaman kavgaya dönüşmezdi. En çok yuhalanan ve küfürlere maruz kalan maçın hakemleriydi.
Yıl bin dokuz yüz elli yedi. İnönü stadında milli maçımız var. Muhabere Komutanlığındaki subaylar, astsubaylar ve personel burası sana teslim deyip maça gittiler. Muhabere Komutanlığında tek başıma kalmıştım. Maça gidemeyeceğim için içim içime sığmıyor ama ne yapabilirdim. Komutanlığın kapısını kilitleyip gidemezdim. Tam o sırada komutan yardımcısı Binbaşı Ahmet Tunca geldi. Nerede bu millet dediğinde hepsi de maça gittiler dedim. Sen niye gitmedin deyince burayı kime bırakabilirim dedim. Hadi bakayım doğruca maça, ben burayı beklerim dedi. Harbiye binasının arkası zaten İnönü stadına bakıyor. Hemen arka kapıdan çıkıp koşarak stada giderken komutanlığımızın subayları ile karşılaştım. Komutanlığı biz sana bıraktık. Sen kime bıraktın diye sorduklarında Binbaşı Ahmet Tunca’ya dedim. İyi öyleyse dediler ve birlikte stada gittik. O maçta da çok büyük coşku vardı ama hiçbir olay olmadı.
Dünkü olayları yaratanlara sormak gerekir. Senin görevin olaylar çıkarıp tuttuğun takımın moralini bozmak mı? Yoksa oyuncuların moralini yükseltecek şekilde teşvik etmek mi? İlahi adalet diye bir kavram vardır. Siz maç öncesi hiçbir şekilde onaylanmayacak olayları yaratmamış olsaydınız belki de şampiyonluğu Fenerbahçe kazanacaktı.
Benim korkum stat yanındaki olayların yurt geneline yayılmasıydı. Şampiyonluğu kazanan Galatasaray taraftarlarının yapacakları taşkınlıklar büyük olaylara neden olabilirdi. Neyse ki korkulan olmadı. Ne yazık ki anneler günü öncesinde anneler ne evlatlar doğuruyor dedirtecek üzücü olaylar oldu. Bu nasıl taraftarlık ki devletin polisine saldıracak ve polis otolarını devirecek kadar gözleri dönüyor. Oysa polis orada o taraftarların can güvenliğini sağlamak için bulunuyordu. Heder edilen ulusal servete mi yanalım yoksa polisimizin uğradıkları saldırılara mı? Polis otolarını devirip zarar verenler yakalanıp zararı ödetmeli ki hak yerini bulsun.
Özcan Nevres
- Tükeniş - Haziran 24, 2016
- İnönü Krom Satmış - Haziran 24, 2016
- Konu Taksim Meydanı Olunca - Haziran 24, 2016