Bir Ömür Geçti Gitti
Çocukluğumda orta yaşlılar aralarında konuşurlarken bazen uzun yaşayanlardan söz ederlerdi. Vay be… adama bak atmış beş yaşına gelmiş derlerdi ve adeta o adamı kıskanırlardı. Zira o yıllarda Türkiye’de ömür ortalaması elli yaştı. Bu yüzden atmış beş yaş ileri bir yaş olarak nitelendirilirdi. Oysa günümüzde yaş ortalaması yetmiş beş yıl olarak kabul edilmektedir. Uzun yaştan söz edildiğinde aklıma hep Uğur Dündar ile Levent Kırca’nın bir paradisi aklıma gelir. Uğur Dündar ak sakallı Levent Kırca’ya yaşını sorar kaç yaşındasın diye? Bin der ak sakallı. Uğur Dündar sormaya devam eder. Siz bu bin yıl içinde neler yaptınız? Hiçbir şey yapmadım deyince Uğur Dündar şayet buna yaşamak denirse der. Şüphesiz uzun yaşamak çok güzel bir olgudur. Yeter ki insan geride önemli bir iz bırakabilsin. Ülkesine ve ülkesinin insanlarına yararlı olsun. İnsana uzun yaşamaya özlem duyuran sevgiler ve tutkular vardır.
Tüm tutkular çocuklukta başlar. Ah bir büyüsem diye. Oysa büyümenin önünde en zor yaşam koşulları vardır. Özlemler süreklidir. Hiçbir zaman bitmez. Şu ilkokulu bitirsem diye başlayan özlem yüksek öğrenimi tamamlaya bilsem ile devam eder. Yüksek öğrenim tamamlandığında özlemler biter mi? Bitmez. Bu defa ah bir evlensem, çoluk çocuğa kavuşsam özlemi başlar. Daha sonra torunumu, torunumun çocuğunu görebilsem özlemi başlar. Tüm bu özlemler ömür boyu sürer gider.
Yaşamın en önemli aşaması ise çocuk yetiştirmektir. Çocuk öyle saldım çayıra, mevlam kayıra felsefesiyle yetiştirilmez. Emek ister, bilgi ister. İlk çocuğum dünyaya geldiğinde ilk işim çocuk yetiştirme ile ilgili kitaplar bulup satın almak olmuştu. Rassıl’ın Terbiyeye Dair kitabıyla Russo’nun Emil adlı pedagojik eserlerini bulup almıştım ama pedagojinin babası sayılan Kant’ın kitabını bulup alamamıştım. İzmir’imizin ünlü kütüphanesi Milli Kütüphane’de aradığımı buldum ve beynime nakşeder gibi defalarca okudum. Bir yerinde bir paragrafa kafam takılmıştı. Paragrafta çocuğunuzun her sorduğuna yanıt vermeyiniz. Zira sorduklarına yanıt aldıkça daha çok şeyler sorarak çekilmez olacaktır diye yazıyordu. Oysa modern pedagoji öyle demiyordu. Tam aksini söylüyordu. Modern pedagoji çocuğunuzun her sorduğuna mutlaka ama doğru olarak yanıt veriniz diyor. Paragrafın etrafını kurşun kalem ile çizdim. Doğru olanı bir kağıda yazıp sayfanın arasına koydum. Kitabı geri götürdüğümde kütüphane çalışanlarını konu ile ilgili olarak uyardım. Üç kişiydiler. Üçü de hayır Kant yanılmaz dediler. Doğru olanı anlatmaya çalışırken sesimiz bir hayli yükseldiğinde, sessizlik konusunda çok hassas olan kütüphane müdürü Kemal Özertem geldi ve ne oluyor, bu gürültü ne diye sordu? Konuyu ona da anlattığımda o da Kant yanılmaz demez mi? Bakın öğretmenim dedim. Çocuğunuz size merak ettiği şeyleri sorduğunda siz sus bakayım çocuklar böyle şeyler sormaz mı diyorsunuz? Yoksa çocuğunuzun her sorduğuna doğru olarak ve mutlaka mı yanıt veriyorsunuz? Diye sorduğumda pardon dedi. Siz haklısınız. Kağıda kurşun kalem ile yazmış olduğum yazının daktiloyla yazılıp sayfanın yanına konulmasını emretti.
Şüphesiz okullarda dayak olaylarına hepimiz karşıyız. Ama hiçbir zaman öğretmenin de bir sabır sınırı olduğunu asla unutmamalıyız. Sınıf öğretmeni olan eşim hafifçe kulak çekmekten ve azarlamaktan defalarca soruşturmaya uğramıştı. Neyse ki hiçbir zaman kusurlu bulunmamıştı. Gaziosmanpaşa Küçükköy’de evime doğru giderken yan yana yürümekte olan kadınlardan biri yanındakine bu adamı tanıyor musun? Diye sorduğunda hayır yanıtını almıştı. Bu Zerrin öğretmenin eşi dediğinde diğer kadın onun gibi bir öğretmen bir daha Şükrüyemenicioğlu okuluna gelemez demişti. Olur, olmaz nedenlerle çocuğunun öğretmenini şikayete koşanların bu durum kulaklarına küpe olsun. Hiçbir öğretmen eğitmekte olduğu çocukların kötülüğünü istemez. Hiçbir öğretmenin de öğrencisini kıyasıya dövmeye hakkı yoktur. Zira falakalı eğitim uzun yıllar önce sona ermiştir. İyi eğitilmiş çocuk sahibi olmak için eğitimin aileden başladığını unutmamalıyız. Bunun için de önce kendimizi eğitmeliyiz.
Özcan Nevres ozcan.nevres@gmail.com
- Tükeniş - Haziran 24, 2016
- İnönü Krom Satmış - Haziran 24, 2016
- Konu Taksim Meydanı Olunca - Haziran 24, 2016