On Bir Yaşında Bir Anne

Bu olay gazetelerde yer alan bir haber olmuş olsaydı, olmaz öyle şey der geçerdik. Ne yazık ki olay fotoğraflarıyla belgeli. Hangi mantık, hangi adap ve hangi vicdan bu çocuğu henüz on yaşındayken kendisinden on beş yaş büyük biriyle evlendirilir. O küçücük çocukla koskoca adam nasıl evlenir ve gerdeğe girer? Hangi vicdansız din adamı üç kuruşluk menfaati için o çocuğa dini nikâh kıyar. Bırakınız dini nikâh kıymasını, durumu polise veya jandarmaya bildirmesi gerekmez miydi? Şimdi bu insanlık dışı olayın bir başka bir yüzü daha var. Bu çocuğun on yaşında hamile kalmaması gerekirdi. Ne yazık ki yediğimiz hormonlu gıdalar çocuklarda gelişim sürecini çok hızlandırıyor. Belli ki bu küçük kız hormonlu gıda kurbanı. Hamile kalması için regl olması gerekir. Bir kız çocuğun on yaşında regl olması eskiden olsaydı olağanüstü bir durum denilirdi. Bundan böyle hormonlu gıdalar sayesinde belli ki bu tür olumsuzluklarla çok sık karşılaşacağız. Bir de bu çocuk daha çok küçük olması yüzünden bebeğini çok zor doğuracaktır. Bu yüzden doğumunu bir hastanede yapması gerekir. Zira o yaştaki bir çocuğun normal doğum yapabilmesi için çatısı henüz gelişmemiştir. Oysa eşi çocuğun hastanede kalması gerektiğini söyleyen doktorları dinlememiş ve çocuk eşini alıp gitmiştir. Bu durumda devletin konuya el atması gerekir. Çocuğun yaşamını kara cahil bir adama teslim etmemelidir. Şayet bu çocuk hastaneye yatırılmadığı için doğum yaparken ölecek olursa o kara cahil koca cinayet suçuyla yargılanmalıdır. O yaştaki bir çocuğun evde doğum yapamayacağına kesinlikle inanmaktayım. O çocuk derhal evinden alınıp kocasının rızası olmasa bile hastaneye yatırılması sağlanmalıdır. Aksi halde hem o çocuk kadına, hem de doğuracağı çocuğa yazık olur.
***
Bal ve ne olduğu belirsiz sözde gıda takviyesi ürünler çok iyi satış yapıyor ki; reklamlar aralıksız sürüyor. Kimi satıcı dört kavanoz balı küçük bir şişe polen ile yüz liraya satıyor. Bir başkası ise beş kavanoz balı yüz on liraya satıyor. Dün büyük marketlerden birindeydim. Ünlü bir bal firmasının bal kavanozun üzerindeki fiyat on liraydı. Geçmişte bal reklamı yapanlar dört kavanoz değil dört kilo diyorlardı. Oysa satmakta oldukları bal marketlerde satılanlarla aynı büyüklükteki kavanozlar içinde sekiz yüz elli gramdı. Konu ile ilgili şikâyet olmuş olacak ki, artık gerçeği söylüyorlar. Bir kilo bal değil, bir kavanoz bal diyorlar. Televizyonlarda bal reklamı yapıp satanların balları ortalama kavanozu yirmi üç liraya geliyor. Bu da şunu gösteriyor. TSE ve İSO damgalı balların, televizyonlarda reklamı yapılan ballarla aralarındaki fark on iki ile on üç lira arasında oluyor. Bu durumda alıcılar yüzde yüzü geçen bir farkla kazıklanıyorlar. Bal satın alanlar, nedense bu reklamlara aldanıp o balları satın aldıkları için, her gün önümüze temcit pilavı gibi sürülen bu reklamları sürdürebiliyorlar.
***
Kış soğuk yüzünü göstermeye başladı. Meteorolojinin yaptığı tahminlere göre önümüzde çok soğuk ve karlı günler olacak. Daha soğuklar başlamadan yiyeceklere yapılan zamlar tüketicilerin cebini çok kötü yakar oldu. Sofralarımızdan yaz kış eksik etmediğimiz domates, salatalık, biber ve patlıcan fiyatları olabildiğince yükseldi. Kıvırcık marulun bile fiyatı üç liraya yaklaştı. Geçmişte on beş ile yirmi beş dönüm arasında marul dikerdim. Her defasında maliyetini bile kurtaramadım. Eğer marul fiyatları benim tarım yaptığım yıllarda şimdiki gibi olmuş olsaydı parayı koyacak yer bulamazdım. Piyasada fiyatları arz ve talep belirler. Arz çoksa fiyat düşer. Hatta yetiştirilen ürünler alıcı bile bulamaz. Arz az, talep çoksa şimdiki gibi fiyatlar olabildiğince yükselir. Bu yüksek fiyatlarla bile üreticinin çok kar ettiğini sanmıyorum. Fiyatlara tavan yaptıran etkenlerin başında ulaşım ve komisyoncuların karları oluşturmaktadır. Bu durumda belediyelere görev düşmektedir. Eskiden olduğu gibi tarım ürünleri satış dükkânları açmaları gerekir. Böyle bir girişim market ve manavları kızdıracak olsa da belediyelerin bunu göze almaları gerekir.
Özcan Nevres

Özcan Nevres
Latest posts by Özcan Nevres (see all)
(Bugün 1, toplamda 84 kez ziyaret edildi.)

Özcan Nevres tarafından yayınlandı

15 Ağustos 1935 de Menemen’de doğdum. Esas mesleğim elektrik ve elektronik teknisyenliğidir. Gazeteciliğe 1958 yılında Ege’de yayınlanan Sabah Postası gazetesinde başladım. Hobilerim yazmak, okumak, tarihi eserler ve harabelerle ilgilenmektir.