Büyüyen Türkiye

Büyüyen Türkiye
Yerel seçimlere bir hayli yaklaştığımızdan olsa gerek iktidar yanlısı Büyüyen Türkiye adlı bir site kurulmuş. Bu sitede yazılanlara göre Türkiye o denli hızla büyüyormuş ki dur, durak bilmiyormuş. Bu siteye göre muhteşem demir yolları ve duble yollar yapılıyormuş. Siteye bir soru attım. Şu sizin duble yollarınız var olan yolları ikiye bölüp duble yaptığınız yollar mı dedim. Halen bir yanıt yok. Bu site bir fotoğraf yayınlamış. Fotoğrafta çıplak kayalıklar var. Fotoğraf altında işte Türkiye’nin enerji sorununu çözecek olan çok önemli buluş diyor. Güya bu kayalarda oluşan sıcaklıktan yararlanılarak termik santraller kurularak ülkemizin tüm gereksinimini karşılayacak elektrik üretilecekmiş. Ne buluş ama değil mi? Siteye yine bir soru yönelttim. Bu ülkede o kadar çok termal kaynaklar var ki, buna rağmen halen hiç birinden yararlanılamıyor. Ona da halen her hangi bir yanıt yok.
Gelelim kayaların ısısından elde edilecek olan elektriğe… Olacak iş değil ama hadi oldu kabul edelim. Böyle bir işe uygun olabilecek iki yer biliyorum. Mutlaka çok daha fazlası vardır ama benim bildiğim bu kadar. Biri Manisa’daki Sipil dağı. Diğeri ise Menemen’deki Yamanlar dağ silsilesini oluşturan dağın zirvesindeki Beydağ. Bunların zirvesine çıkılıp nasıl termik santral kurulur bilemem. Hadi onu da aştılar ve santralleri kurdular. Bu santraller sayesinde yaz aylarında bol, bol elektrik ürettiler. Kullanıcılara da ucuz, ucuz sattılar. Peki, kış aylarında ne olacak? Evlerde ve iş yerlerinde kullanılan elektrik akımı alternatif akımdır. Çok eskiden evlerde doğru akım kullanılıyordu ama alternatif akım kadar çok yönlü kullanılamadığı için ev ve iş yerlerinde kullanılmaz oldu. Günümüzde yalnızca tramvaylarda, troleybüslerde kullanılmaktadır. Alternatif elektrik depolanamaz. Depolanması için nabazanlı akıma çevrilmesi gerekir. Depolandıktan sonra bu defa tekrar alternatif akıma çevrilerek kullanılması gerekir. Depolanması da, çevrilmesi de oldukça pahalı sistemlerdir. Atmış amperlik bir akünün en az yüz lira olduğunu ve bu iş içinde yüz binlerce amperlik akü kullanılması gerektiğini göz önüne aldığımızda kayalardan elde edilecek elektriğin hayal olmaktan öteye geçemeyeceğini kolayca anlarız. Bu iş için gerekecek olan çeviricilerin de çok pahalı olduğunu gözden ırak tutmamak gerekir. Üstelik akü ömrü de ortalama dört beş yıldır. Bu iddiayı ortaya atanlar rüzgâr enerjisinin neye çok pahalıya mal olduğunu bilmiyorlar mı? Bilmiyorlarsa öğrensinler. Kullanıcıya düzenli elektrik verebilmek için üretilen elektriğin depolanması gerekmektedir. Depolamak ise en pahalı sistemdir. Oysa termal kaynaklarından çok daha düşük maliyetle, üstelik depolemeye gerek olmadan elektrik üretimi yapılabilir.
Bir ülke ekonomisinin büyümesi için hayal kurmak hiçbir zaman geçerli olamaz. Ekonominin büyümesi için üretim gerekir ÜRETİM. Oysa ülkemizi yönetenler işin kolayına kaçmışlar. İthal kapılarını sonuna kadar açmışlar. Ne satıyorsanız kabulüm diyorlar. Bu yüzden dış satım ile dış alımın arasındaki makas olabildiğince açılmış. Üstelik bu dış alımlar ülkemize bolca giren sıcak para sayesinde oluyor. Bu günlerde ise sıcak para kaçış yarışına girmiş bulunuyor. Bu gidişle geçmişte yaşadığımız döviz yokluğuyla tekrar karşılaşacağız. Ülkemizde bolca üretilmesi mümkün olan fasulye ile nohut fiyatlarının altı lirayı aşmış olması, gelmekte olan tehlikenin habercisi değil mi? Yakında Demokrat Partinin son döneminde olduğu gibi her yerde oy fasulyem yedi buçuk lira. Hem oynasın, hem kaynasın türküsü söylenmeye başlarsa hiç şaşmam. Bazı ürünler vardır. Fiyatını düşürmek için boykot edebiliriz. Oysa et, ekmek, fasulye ve nohut temel gıdalarımızdandır. Bunları boykot edemeyiz. Bu nedenle fiyatı ne kadar yükselirse yükselsin almak zorundayız. İşçi, memur ve emekli aylıkları yerinde sayarken temel gıda ürünlerinde fiyatların uçmuş olması tüketicilerin sağlıksız yaşamalarına neden olacaktır.
Özcan Nevres ozcan.nevres@gmail.com

Özcan Nevres
Latest posts by Özcan Nevres (see all)
(Bugün 1, toplamda 211 kez ziyaret edildi.)

Özcan Nevres tarafından yayınlandı

15 Ağustos 1935 de Menemen’de doğdum. Esas mesleğim elektrik ve elektronik teknisyenliğidir. Gazeteciliğe 1958 yılında Ege’de yayınlanan Sabah Postası gazetesinde başladım. Hobilerim yazmak, okumak, tarihi eserler ve harabelerle ilgilenmektir.