Önce bölünmelerin geçmişime bakalım. Çok partili dönemde ilk bölünme Demokrat partide oldu. Demokrat Partiden ayrılanlar Hürriyet Partisini kurdular. Bin dokuz yüz elli yedideki genel seçimlerinde umdukları başarıyı sağlayamayınca bin dokuz yüz elli sekizde Hürriyet Partisini kapatıp CHP ye katılma kararı aldılar. Turan Güneş baba ocağı olan CHP ye geçince önemli görevlerin adamı oldu.
İkinci bölünme CHP de oldu. CHP de Milli Şef Genel Başkan İsmet İnönü, Ortanın solu lideri Bülent Ecevit’e yenilince, milli şefin istifasının ardından Turan Feyzioğlu’nun başı çektiği kırk yedi milletvekili ve senatör CHP den istifa ederek Güven Partisini kurdular. CHP deki tutucu kanadında Kemal Satır’cılar olarak tanınan Kemal Satır grubu Cumhuriyetçiler Partisini kurdular. Daha sonra Güven Partisiyle birleştilerse de seçimlerde umdukları başarıya ulaşamadılar. Eğer CHP de yeni bir bölünme olursa bölünme gidenlere hiç yaramayacaktır. Aksine kongreden birlik ve beraberlik çıkmasını sağlamalıdırlar.
Bin dokuz yüz seksen darbesinde tüm partilerle birlikte CHP de kapatıldı. Darbe yönetimi siyasi partilerin kurulmasına izin verince CHP nin oylarına sahiplenmek isteyen iki parti kuruldu. Halkçı Parti ile Demokratik Sol Parti. Darbeciler SODEP in seçime katılmasını veto etti. Ne yazık ki SODEP liler seçime girememelerinin faturasını seçime giren Halkçı Partiye kestiler. SODEP liler Halkçı Partilileri burjuva revizyoncuları olarak niteleyip Halkçı Partiye oy vermemek kararı aldılar. Darbenin başı Kenan Evren’e inat olsun diye CHP li olduklarını bildiklerine ANAP a oy vermeye teşvik ettiler. Eğer ANAP a oy vermek istemiyorsanız tak, tak yapın dediler. Yani geçersiz oy kullanmalarını önerdiler. Bu da eski CHP lilerin değişik partilere dağılmalarına neden olduğundan sosyal demokratlar çok büyük oy kaybına uğradılar. O dağılma değil midir ki sosyal demokratlar bir türlü iktidar olamıyor.
CHP nin dağılan oylarını toparlayabilmek için umutlar Demokratik Sol Partinin Genel Başkanı Rahşan Ecevit’in eşi Bülent Ecevit’e bağlanmıştı. Bülent Ecevit siyasi yasaklı olduğu için partinin başına geçemiyordu. CHP lilerin oylarını toparlayabilmek için gel Halkçı Partinin başına geç önerilerini CHP li hizipçilerden korktuğu için olsa gerek bu öneriyi kabul etmemişti.
Sosyal demokratların Halkçı Partiye oy vermeme kararı almalarına, eski bir CHP yöneticisi olarak karşı çıkmıştım. Bu nedenle ekonomik durumum elvermediği halde Halkçı Parti Menemen örgütünü kurmayı kabul ettim. Tüm çalışmalarımda SODEP lilerin engelleriyle karşılaştım. Buna rağmen yılmadım. Bilinen siyasetçilerden çok değişik söylemlerle propagandalarda çok başarılı oldum. Propaganda için gittiğim yerlerde bizi dinlemeye gelen üç kişi dahi olsa ortalama elli dakika süren konuşmalarımı yapmaktan kaçınmadım. Propaganda konuşmam bittikten sonra dinleyicilere lütfettiniz beni dinlediniz. Şimdi söz sırası sizde, ne sormak istiyorsanız sorun ben de yanıtlayayım derdim. Sorulanlara sabırla soranı aydınlatacak yanıtlar verirdim. Bu tarz çalışmam SODEP lilerin tek oy alamaz dedikleri Halkçı Partiye dokuz bin dokuz yüz seksen sekiz oy kazandırarak seçime katılan üç partinin en büyüğü olmasını sağladım. Bu seçimde ANAP altı bin beş yüz, MDP ise üç bin beş yüz oy almışlardı. Halkçı Parti on iki oy eksiğiyle iki partinin toplam olarak aldığı oy kadar oy almıştı.
O seçimle ilgili unutamadığım anılarım vardır. İl Başkanımız Foça’da örgütümüz yok. Seçim çalışmalarına Foça’yı da dahil edersen çok sevinirim demişti. Sakın Gerenköy’e gitme, tek oy alamazsın demişlerdi. Buna rağmen Foça çalışmalarımızı Gerenköy’den başlattık. Gittiğimiz kahvehanede sekiz kişi vardı. Halkçı Parti Menemen İlçe Başkanı olmama rağmen köylerine oy istemek amacıyla gelmediğimi söyledim. Ben de sizler gibi tarımcıyım. Gediz nehrinde su olmasına rağmen ne kanallara ne de kanaletlere su verilmemektedir. Bu yüzden sebzelerimiz bahçelerimizde kuruyor, meyvelerimiz dallarında buruşup dökülüyorlar. Eğer partimiz seçimi kazanacak olursa kanallardan ve kanaletlerden yaz kış su akıtacağız dedim. Biri abe sen ne sülersin. Gediz’de iki parmak sucaz yok. Sen ne suyu vereceksin dedi ama birden biri, bir sandalye kapıp adamın üzerine yürüdü. Senin paran var yüz elli metreden su çıkarttın. Bizde o para var mı? İsterse iki parmak su olsun. Yeter ki o su aksın dedi. Bu arada yanındakiler saldıran tutarak sandalyeyi elinden aldılar. Birden karşımızda saldırgandan başka kimse kalmadı. Biz gidelim bari dediğimde nereye gideceksiniz be dedi. Ben adamları geldiğinizi haber vermeleri için öteki kahvelere gönderdim dedi. Biraz sonra diğer kahvehanelerden bir- çok insan sandalyeleriyle geldiler. En uzun konuşmamı orada yaptım ve oyların üçte ikisinin Halkçı Partiye verilmesini sağladım. Tek oy alamazsın dedikleri bir de Kozbeyli köyü vardı. Köye gittiğimizde beni CHP de yöneticilik yaptığım zamandan beni tanıyanlar diğer kahvehanelerdekilerin konuşma yapacağım kahvehaneye gelmelerini sağladılar. Konuşmamı yaparken biri, başkanım çok güzel şeyler söylüyorsun ama bunun kaynağı var mı diye sordu. Sesler yükseldi. Başkan dinleme onu o delidir dediler. Aslında o kişiyi çok iyi tanıyordum ama belli etmedim. O kişiye nerelisin diye sordum? Buralıyım dedi. Bana söyler misin? Bir zamanlar dünyanın en kaliteli salebi nerede yetişiyordu? Bilmem dedi. Peki, bir zamanlar Çeşme’den sonra en çok sakız ağacı nerede vardı? Onu da bilmem dedi. Sen nasıl bir Foçalısın ki, bunların Foça da olduğunu bilmiyorsun. Tarihin babası Herodot der ki, Ege öyle bir beldedir ki, onun dağlarından yağ, ovalarından bal akar demişti. Eğer biz iktidar olursak yine dağlardan yağ, ovalardan bal akıtacağız. Köylüler abo dediler. Bu başkan köyümüzü bizden iyi biliyor. O köyün oylarının üçte ikisi partimize çıktı.
Özcan Nevres
- Tükeniş - Haziran 24, 2016
- İnönü Krom Satmış - Haziran 24, 2016
- Konu Taksim Meydanı Olunca - Haziran 24, 2016