Elektrik Kesintileri

Elektrik kesintileri
Son günlerde çok sık elektrik kesintileri oluyor. Havada anormal bir durum olmadığı halde bu kesintilerin olması düşündürücüdür. Adım çevreciye çıktı ya. Ülkemizin neresinde çevre ile ilgili bir sorun varsa mutlaka bana bildirilir ve kendilerine destek olmam istenilir. Son aldığım bildirilerde önce Antalya’da kurulacak olan en az on beş hidroelektrik santralı ile ilgiliydi. Dün aldığım bildiride Aliağa ile Foça arasında tam yedi termik santral kurulmasıyla ilgiliydi. Bu konuda benden bir de yorum istenilmişti. Şöyle bir yorum yaptım. Tarihin babası Herodot der ki, Ege öyle bir bölge ki onun dağlarından yağ, ovalarından bal akar ve o bölgede on sekiz milyon insan refah içinde yaşarlar. O günden bu yana çok şeyler değişmiş. Örneğin Foça dağlarında zeytin ağaçları oldukça azalmış. Bağlardan ise eser kalmamış. Bir zamanlar dünyanın en iyi salebinin yetiştiği Foça’da ne salep kalmış, ne de Çeşme’den sonra en çok olan sakız ağaçlarından eser kalmamış. Demir fabrikalarının çıkardığı küller ve zehirli gazlar yüzünden dünyanın sayılı ovalarından biri olan Menemen ovası can çekişiyor. Bir de sözü edilen yedi termik santralı kurulduktan sonra bölgenin nasıl etkileneceğini düşünmek bile istemiyorum dedim.
Değerli okuyucularım son zamanda ülkemizde büyük bir elektrik üretme kampanyaları başlatıldı. Birçok bölgede hidroelektrik, termik santral ve nükleer santral kurma çalışmaları sürdürülüyor. Bunların yaratacağı olumsuzlukların bilincinde olan halkımız bölgelerinde olumsuzluklar yaşamamak için kurulmak istenilen santralarla karşı sert tepkiler gösteriyorlar. Peki, bu gösterileri kırmak için ne yapmak gerekir? Sık, sık elektrik kesintileri yaparak aksi yönde bir kamu oyu yaratma çabasına girmek gerekir. Yakında hükümetten bir açıklama gelecektir. Elektrik sıkıntılarını yok etmek için bizim kurmayı tasarladığımız santralarla karşı çıkıldığından bir türlü ilerleme kaydedemiyoruz. Bu durumda bize destek olun ki biz de halkımızın sayesinde tüm bu zorlukları aşabilelim. Peki, bu ne kadar doğru? Eğer ürettiğimiz elektrik ülkemizin gereksinimini karşılayamıyorsa halan niye Irak ve Suriye’ye elektrik satıyoruz? Hem de sembolik bir fiyatla.
Bir zamanlar gittiğim Demirci’den Menemen’e Gediz nehrine paralel olan yoldan dönüş yapmıştım. Amacım bir zamanlar Demokrat Partinin dev eser diye lanse ettiği Demir köprü barajını da görmekti. Bentlerden biraz daha büyük bir barajdı bu. Yol boyunca Gediz’de akan suyu da inceledim ve istenirse bu akış hızındaki suya onlarca düşük debili elektrik santralleri kurulabilirdi. Demokrat Partililere göre Demir köprü barajında üretilen elektrik o kadar çoktu ki ürettiği elektriğin üçte ikisi toprağa veriliyor diyorlardı. Üretilen elektrik toprağa nasıl verildiğini anlayan beri gelsin. Zira toprağa elektrik verilemez. Verilecek olursa kısa devre yapar. Ne sigorta bırakır ne de sağlam hat. Güya bu kadar çok elektrik üreten santral su yetersizliğinden yıllar önce devre dışı bırakılmıştı. Bir barajın ekonomik ömrü elli yıldır. Zaten o baraj çoktan beri ekonomik ömrünü tamamlamış oluyor. Ülkemizde oldukça yoğun olan erozyon yüzünden barajın dibi değil nerdeyse tamamı mil ile dolmuştur. Manisa ve Menemen ovalarının su sorununa çözüm olur diye Mermere gölü baraja paralel olarak bağlandıysa da bu da su çözümüne umar olamamıştır. Elektrik sorununu çözmek için büyük barajlara ve büyük hidroelektrik santrallerine gereksinim yoktur. Bu sorun düşük debili hidroelektrik santralarıyla ve rüzgar santralleri ile çözülebilir. Maliyet de çok daha düşük olur. Elektrik kesintilerine çare bulmak için bahane üretmesinler. Zira düşük debili hidroelektrik santrallerine ve rüzgar santralarına hiç kimsenin itirazı olamaz. Çevre kirliliğinden de söz edilemez.
Özcan Nevres ozcan.nevres@gmail.com

Özcan Nevres
Latest posts by Özcan Nevres (see all)
(Bugün 1, toplamda 82 kez ziyaret edildi.)

Özcan Nevres tarafından yayınlandı

15 Ağustos 1935 de Menemen’de doğdum. Esas mesleğim elektrik ve elektronik teknisyenliğidir. Gazeteciliğe 1958 yılında Ege’de yayınlanan Sabah Postası gazetesinde başladım. Hobilerim yazmak, okumak, tarihi eserler ve harabelerle ilgilenmektir.