Kubilay’ı Anarken

Kubilay’ı Anarken
Tam seksen iki yıl önceydi. Günlerce önce Nakşibendî tarikatı üyesi altı kişi Manisa’dan çıkıp Menemen’in Bozalan köyüne gitmişlerdi. Her gördüğü sarıklıyı ulema zanneden Bozalanlılar konuklarını en iyi şekilde ağırlamışlardı. Kafalarında tasarladıkları melanetlerini uygulamak için günün ışımasını bile beklemeden yola çıktılar. Sabahın erken saatlerinde Menemen’e vardılar. Şeriat bayrağı diye bir direğe bağladıkları bez parçasını belediye ile hükümet binasının arasındaki meydana diktiler. Cahil halka kendilerinin Mesih olduklarını ve arkalarında yetmiş bin şeriat askeri olduğunu söyleyerek kandırdıkları halka şeriat bayrağının altından geçmelerini, geçmeyenlerin ise kılıçtan geçirileceğini söylediler. Halk şaşkındı. Zira hükümet binasının yanı başındaki jandarma karakolundan bu gelenlere karşı hiçbir hareket olmamıştı. Oysa jandarma komutanı, emrindeki altı asker ile bu güruhla başa çıkamayacağını düşündüğünden durumu alay komutanlığına bildirerek yardım istedi. Alay komutanı hemen yedek subay Mustafa Kubilay’ı bir takım askerle olay yerine gönderdi. Kubilay takımını Kazaz camisinin yanında bırakarak tek başına olay yerine gitti. Giderken de ben emretmedikçe ateş etmeyin diye emir verdi. Aslında olay yerine tek başına gitmemesi gerekirdi ama ne de olsa o da bir Girit göçmeni ailenin çocuğuydu. O da Osman Nevres, Halazari Cafer Efe gibi vatanı için canını seve, seve verirdi. Nitekim öyle oldu.
Olay yerine vardığında elinde mavzer bulunan yobazın mavzerini namlusundan tutarak bacaklarının arasına aldı. Silahı yobazın elinden almak için eline vurmaya başladı. Yobaz Mehmet diğer yobaz Mehmet’e işaretle ateş etmesini anlattı. Yobaz Mehmet tabancasıyla ateş ederek Kubilay’ı bacağından vurdu. Paniğe kapılan Kubilay Kaçmaya çalıştı ama başaramadı. Düştüğü yerde üzerine çullanan sözde Mehdilerden biri cebinden çıkardığı bağ testeresi ile Kubilay’ın başını gövdesinden ayırdı. Kesik başı bir direğe bağlayarak eylemlerine devam ettiler. Durumun vahametini kavrayan askerler ellerindeki silahlarda manevra mermisi (tahta mermi) olduğunu unutarak ateş etmeye başladılar. Askerlerin silahlarından çıkan mermilerin kendilerine etki yapmadığını fark eden yobazlar daha da cesaretlenerek halka görüyorsunuz. Küffarın attığı kurşunlar bize hiçbir etki yapmıyor dediler. Bu durumda cahil halk onların olağan üstü bir güce sahip olduğuna inandılar. Bu sırada gece bekçisi olan Girit göçmeni Hasan ile Arnavutluk göçmeni olan Şevki silahlarını çekip olaya müdahale etmek istedilerse de yobazlar tarafından ikisi de şehit edildiler.
Olayın zannedilenden çok daha tehlikeli olduğunu öğrenen alay komutanı gerçek mermilerle askerleri göndererek olayı bastırdılar. Biz Mehdiyiz, bize küffarın attığı kurşunlar bile etki etmez diyen yobazlar, birinin dışında tümü tutuklanmışlardı. Daha sonra General Mustafa Muğlalı başkanlığında kurulan harp divanında yargılanan yobazların yirmi sekizi hakkında idam cezası verildi. İdamlar olayın yaşandığı meydanda kurulan sehpalarda infaz edildi. Manisa’ya kaçan bir yobaz da yakalandığı yerde idam edildi.
Yaşanan bu vahşet olayına Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk çok kızmıştı. Önüne bir harita çekerek Menemen yazısının üzerine bir çarpı işareti koyarak Menemen’in yakılmasını, halkın başka yerlere dağıtılmasını emretti. Menemen’in yakılması için tüm hazırlıklar tamamlanmıştı. Menemen’e hâkim olan Değirmen dağına tenekelerle gaz taşındı. Her zaman itidali elden bırakmayan İsmet İnönü Kurtuluş Savaşı sırasında Fodulaki Mustafa Efenin emrindeki Menemenlilerin savaşa katkılarını anımsatarak vermiş olduğu emri geri almasını sağladı. Böylece Menemenliler hak etmedikleri bu ağır cezadan kurtulmuş oldular.
Çocukluğumda her Kubilay’ı anma gününde İzmir’den ve Manisa’dan Menemen’e ek tren seferleri konulup anma törenine katılmak isteyenler Menemen’e ücretsiz olarak taşınırlardı. Çok partili hayata geçildikten sonra bu tren seferleri kaldırıldı.
Artık Menemen’e anma günü için kimse bedava taşınmıyor. Buna rağmen Atatürk devrimlerini sahiplenenler, korumakta kararlı olanlar hava şartlarının olumsuzluklarına aldırmadan akın, akın Menemen’e giderek o vahşet olayını kınamayı sürdürmektedirler. Sonsuza kadar da sürdüreceklerdir.
Özcan Nevres ozcan.nevres@gmail.com
www.ozcannevres.com

Özcan Nevres
Latest posts by Özcan Nevres (see all)
(Bugün 1, toplamda 74 kez ziyaret edildi.)

Özcan Nevres tarafından yayınlandı

15 Ağustos 1935 de Menemen’de doğdum. Esas mesleğim elektrik ve elektronik teknisyenliğidir. Gazeteciliğe 1958 yılında Ege’de yayınlanan Sabah Postası gazetesinde başladım. Hobilerim yazmak, okumak, tarihi eserler ve harabelerle ilgilenmektir.