Sessiz Çığlıklar

Bu gün yine kanser hastası bir babanın çocuğu beni MSN sine eklemiş. Eklemek istediğinde çevrim dışıydım. Bilgisayarımı açtığımda ekrana birinin beni MSN sine eklemek istediği bilgisi geldi. Eklemesini kabul ettim. Az sonra beni MSN sine ekleyen ile yazışmaya başladık. Babam kanser hastası. Birisinin önerisiyle babamı Marmaris’e Ziya Özel’e getirdik. Yirmi günden beri Marmaris’teyiz. Babamın durumu gittikçe kötüleşince İnternet’te kanser hastalığıyla ilgili araştırma yaptığımda sizin sitenizde Ziya Özel hakkında yazmış olduğunuz yazıyı buldum. Lütfen bana yardımcı olur musunuz? Keşke Marmaris’e gitmeden önce bana ulaşsaydınız. Sizi Çapa Tıp Fakültesindeki çok değerli bir onkolog arkadaşıma yönlendirirdim. O size ne yapmanız gerektiğini sıradan bir insan olarak değil, hekim olarak bildirirdi. Bu arada şunu da belirteyim dedim. Ben bu güne kadar Ziya Özel’in iyileştirdiği hiçbir kanser hastası görmedim. Sizden önce biri daha aradı beni. Yalvarırım ne olur bana Ziya Özel’in telefon numarasını verin demişti. Ona hayrola hastanızın daha kısa bir zamanda ölmesini mi sağlamak istiyorsunuz dedim. Eğer bende onun telefon numarası olsaydı, her ne kadar onun Muğla Devlet Hastanesine baş hekim olmasına neden olduğum için vicdan azabı çekiyorsam da hemen verirdim dedim ve gerekli uyarıları da yaptım.

Yazışmamız sürerken yanımda torunum Can Nevres de vardı. Yazılanları o da okuyordu. Yazışmaları okurken gözleri dolu doluydu. Yazışma sırasında kız kardeşimin rektum ve babamın pankreas kanserinden öldüğünü, ikisini de ne ilk umut ne de son umut olarak Ziya Özel’e götürmeyi düşünmediğimi yazdığımda torunum önce rektum kanserinin ne olduğunu sordu. Bir taraftan yazışma sürerken ona rektum kanserinin ne olduğunu anlattım. Son söz olarak da acılı evlada babanızı hemen alıp evinize dönünüz. Ona hiç olmazsa son günlerini geçireceği rahat bir ortam hazırlayınız. Size acil şifalar değil, Allah’tan sabır diliyorum dedim. Bir insanın çok sevdiği bir yakınının gözlerinin önünde yitip gidişini görmesi kolay değil. Ne kadar zor olursa olsun. Katlanmak zorundayız. Sonuçta bizim de gideceğimiz yer o hastaların gideceği yer değil mi? Ne yazık ki hasta yakınlarına teselli vermekten ve sabır önermekten başka bir şey elimizden gelmiyor.

Nedense insanlar çaresiz kaldıklarında gerçeklerle yüzleşmekten korkuyorlar ve gerçeği bir türlü kabul edemiyorlar. Kaç kez Ziya Özel’in onkolog olmadığını, genel cerrah olduğunu ve onun zakkumla tedavi dediği uygulamanın Hiçbir bilimsel değeri olmadığını yazdım. Üstelik zakkumla tedavi Ziya Özel’in buluşu değildir. Amerika’da iki yüz küsur yıl önce zakkumla tedavi uygulanmış ve zakkumla yapılan tedavide hastalarda çok hızlı bir iyileşme görülmüş ama kısa bir zaman sonra hastalar kalp sektesinden ölmüşler. Anlaşılmış ki, zakkum kanserli hücreleri yok ederken kalpten ölüme neden oluyor. Bunun üzerine kanserli hastalarda zakkumla tedavi yasaklanmış.

Bevliye uzmanı Sayın Saim Kuttaş’ın bu konuda söylediklerine kulak verelim. Dünya sağlık örgütü kanseri tedavi edecek bir ilaç geliştirene iki milyar dolar ödül verecek. Ziya Özel gerçekten kanserin ilacını bulduysa formülünü dünya sağlık örgütüne götürüp versin ve ödülünü alsın. O ödül onun yedi sülalesini ihya eder. Bu sözleri sıradan bir insan değil, bir bevliye uzmanı söylüyor. Kanser hastalarının yakınları benim yazdıklarıma değil bu değerli hekimin söylediklerine kulak versinler. Bu arada Yenifoça’lı Mustafa K.yi rahmetle anıyorum. Onu en son olarak Muğla’da Recai Güreli caddesinde eşiyle birlikte görmüştüm. O yıllarda şimdiki gibi otobüs bolluğu yoktu. Son otobüse yetişemediklerinden şans eseri bir araç bulabiliriz diye bekliyorlardı. Yakınında üç otobüs vardı. Üçü de İzmir plakalı. Otobüsün birinin sahibi ve sürücüsü olan Boşnak Nazmi arkadaşımdır. Ona Mustafa’yı gösterdim. Bu arkadaşı belki tanımıyorsundur. O da senin gibi otobüs sahibi ve sürücüsü. Yenifoça İzmir arası çalışıyor. Gençlerden birine rica edelim yerini bu hasta arkadaşımıza versin. Yalnız senden bir ricam olacak. Menemen’e vardığınızda bir taksi bulup Yenifoça’ya gitmelerini sağla dedim. Bir genç hastaya yerini verip ayakta gitmeyi kabul edince bir diğeri de eşine yerini verdi. Menemen’e vardıklarında Nazmi bir taksi bulup bindiriyor ve Yenifoça’ya gönderiyor. Ne yazık ki Mustafa evine kavuşamadan yolda can veriyor. Bu konuda babasını çok uyarmıştım ama beni değil başkalarını dinledi. Kendi eşi de kanser hastalığından yatağa düştüğünde Ziya Özel’in adını bile anmadılar. Kanser hastaları ve yakınları şunu iyi bilsinler. Bitkiler kansere karşı koruyucu olabilirler ama asla kanser ilacı olamazlar. Zakkum da bitkidir. Üstelik bir ilacın hastalar üzerinde kullanılması için çok uzun araştırmalar gerekiyor. Yıllarca kobaylar ve daha sonra gönüllü deneklerde denendikten sonra piyasaya sürülüyor. Her ilacın bir formülü vardır. Formülü olmayan sözde ilaçların hiçbir bilimsel değeri olmadığı gibi tedavi edici özelliği de yoktur. Kanser konusunda son söz birilerinin değil, hekimlerin olmalıdır.

Özcan Nevres

Özcan Nevres
Latest posts by Özcan Nevres (see all)
(Bugün 1, toplamda 1.347 kez ziyaret edildi.)

Özcan Nevres tarafından yayınlandı

15 Ağustos 1935 de Menemen’de doğdum. Esas mesleğim elektrik ve elektronik teknisyenliğidir. Gazeteciliğe 1958 yılında Ege’de yayınlanan Sabah Postası gazetesinde başladım. Hobilerim yazmak, okumak, tarihi eserler ve harabelerle ilgilenmektir.