Vay Be Ne Günlere Kaldık
Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Topbaş Kadıköy Kartal metrosunun açılışında söyledikleri vay be dedirtecek kadar boş sözler. Sayın başkan diyor ki; bir marş var. (onuncu yıl marşı) Marşta on yılda yurdu demir ağlar ile ördük diyor. Gelsinler de görsünler ülke nasıl demir ağlar ile örülürmüş diyor. Pes doğrusu. Başkanın sözünü ettiği metro yirmi iki kilometre. Demiryolları ise binlerce kilometredir. Kesin rakamı ise 3578 kilometredir. Üstelik bu yollar ülkenin en fakir olduğu, duyunu-umumiye borçlarının da ödendiği yıllarda döşenmiştir. Yirmi iki kilometre demir yolu, üç bin beş yüz elli sekiz kilometrelik demir yoluyla nasıl kıyaslanır? Anlayabilen beri gelsin. Sayın Topbaş bunun böyle olduğunu bilmiyor mu? Elbet de biliyor. Amaç CHP dönemini karalamak olunca böyle hezeyanlar olabiliyor.
Yolum ne zaman İstanbul oto garajına düşse Sayın Ferit Sözen’i anmadan edemem. Kelimenin tam anlamıyla dev bir eser. Ferit Sözen’i anarken Rahmetli Haşim İşcan’ı anmamak olası mı? Gelmiş geçmiş belediye başkanları içinde en çilekeşi Haşim İşcan idi. Nedenine gelince, belediye meclisinde kendisine destek verecek tek bir CHP linin olmamasıdır. Onun belediye başkanlığına seçildiği yıldaki seçim çok ilginç bir şekilde sonuçlanmıştı. Adalet Partisinin adayı memuriyetten gününde istifa etmediği için seçildiği halde yasa gereği adaylığı düşürülmüştü. CHP ise belediye meclis adaylarının listesini geç verdiği için gösterilen adaylar yok sayılmıştı. Haşim İşcan işte böyle ilginç bir şekilde göreve başlamıştı. O dönemde particilik şimdiki gibiydi. Parti çıkarları ön planda tutulurdu. Başkanın İstanbul halkı için, İstanbul halkına hizmet için aldığı her karar belediye meclisince reddediliyordu. O da mahkemeye başvurup tasarladığı işin İstanbul halkına yararlı olacağına dair aldığı kararla tasarladığı hizmetleri gerçekleştirebiliyordu. Haşim İşcan’ın eseri olan alt geçitlerin tümü mahkemenin verdiği kararlar sayesinde inşa edilmişti. İstanbul halkı bir vefa örneği vererek alt geçitlerden birine Haşim İşcan Geçidi adını vermişti. İktidar tarafından geçidin adı değiştirilmek istendiyse de halk sökülen tabelayı yeniden yerine takmıştı.
Sayın Topbaş yönetmekte olduğu İstanbul’da şöyle uzun bir tur atsın. O beğenmediği CHP döneminde neler yapıldığını gözleriyle görsün. Üstelik o büyük eserlerin tamamı CHP muhalefette olmasına rağmen başarılmıştır. İktidarın desteğinde yapılan metro bu eserlerin yanında hiç kalır. Sayın Topbaş o metro yapımında ne kadar dış kaynaklı kredi kullandığını açıklaya bilir mi? İstanbul halkı son dönemde ne kadar borç yükü altına girdiğini biliyor mu?
Geçmişte yapılanları küçümseyen Sayın Topbaş bir de İzmir’de yapılanlara bir göz atsın. Kocaoğlu’nun bırakınız iktidardan destek almasını, iktidarın attığı çelmelere rağmen İzmir’e dev eserler kazandırıyor. Bir de ülkemizin göz bebeği Eskişehir’imiz var. Orada iktidardan destek almadan harikalar yaratan bir belediye yönetimi var. Yılmaz Özerşen yönetimi sayesinde Avrupa şehirlerini dahi kıskandıracak bir şehir yaratmışlar. Oysa Sayın Kadir Topbaş yönetimi Silivri’deki Boğluca deresini bile temizlemeye el atamamış. O kadar zor mu o dereyi o denli kirletenleri yakalamak? Elbet de ki zor değil ama kim yapacak? Lafla peynir gemisi yürümez. İcraat lazım, icraat. Özcan Nevres
- Tükeniş - Haziran 24, 2016
- İnönü Krom Satmış - Haziran 24, 2016
- Konu Taksim Meydanı Olunca - Haziran 24, 2016