Mersinli Kemal Öncel Sayın Başbakana tarımla ilgili sorunlarını dile getirmek istediği için Başbakandan çok sert bir tepki görmüştü. Ananı da al git. İşte artık o ana yok. Hakkın rahmetine kavuştu. O ana ki yıllardır dillerden düşmemişti. Onun ölümü bile anısını belleklerimizden silemeyecektir. Ruhu şad olsun. Kemal Öncel kardeşimize de baş sağlığı dilerim.
Bin dokuz yüz elli sekizde siyasete ve gazeteciliğe başladım. Menemen CHP ilçe örgütünde üç yıl gençlik kolu ve beş yıl da ilçe yöneticiliği yaptım. Bin dokuz yüz seksen darbesinden sonra da yine menemen’de Halkçı Parti İlçe Başkanlığı yaptım. Bu nedenle de siyasilerle hep içi içe yaşadım. Geçmişte bakanlar şimdiki gibi koruma ordusuyla geziler yapmazlardı. Çok yakından tanıdığım eski Tarım ve Orman Bakanı ve Milli Eğitim Bakanı Şevket Raşit Hatipoğlu’nu anımsadım. Doğduğu ve sülalesinin yaşadığı Helvacıköy kasabasına (Menemen) giderken Menemen’e de uğramıştı. Ankara’dan Menemen’e sıradan bir vatandaş gibi trenle gelmişti. İlçe merkezimizi ziyaret ettikten sonra kasabasına gitmek için ilçe merkezinden hep beraber ayrılmıştık. Bakanımızı garaja kadar uğurlayacaktık. Ana kanal köprüsü üzerine geldiğimizde durup ana kanala uzun, uzun baktı. Bakmakta haklıydı. Zira bir ağ gibi Menemen ovasını saran kanallar onun eseriydi. O sıralar Halk Eğitimi ve Sosyal Geliştirme Derneğinin ikinci başkanıydım da. İkinci başkandım ama derneği yöneten bendim. Zira başkan hekim olduğu için dernek çalışmalarına çok seyrek katılıyordu. Fırsat bu fırsat diyerek Sayın Bakanım dedim. İnönü Malatya’yı, Menderes Aydın’ı Celal Bayar Bursa’yı ihya etti. Siz neden Menemen’e yatırım yapılmasını sağlamıyorsunuz dedim. Yüzüme dikkatle baktı ve genç arkadaş bu kanalların yapılmasını ben sağlamadım mı? dedi. Biliyorum siz sağladınız ama o eski bakanlığınız dönemindeydi. Ben bu günümüz için soruyorum dedim. Peki, ne istiyorsun diye sordu? Menemen’e bir halk eğitim binası dedim. Sana söz veriyorum. Balkanların en büyük halk eğitim merkezi Menemen’e yapılacak dedi. Dediği gibi de ikinci beş yıllık kalkınma programına aldırtarak bu günkü halk eğitim binasının yapılmasını sağladı. Koskoca bir bakan ile gencecik bir CHP yöneticisi arasında hiçbir protokol kuralı olmadan rahatça konuşuyor, hatta tartışabiliyorduk da.
Bin dokuz yüz atmış bir yılında eski Cumhurbaşkanı İsmet İnönü İzmir’e gelmişti. Konak meydanını o güne kadar görülmemiş bir kalabalık doldurmuştu. Kurtuluş Savaşımızın iki numaralı kahramanı halkın arasında korumasız olarak büyük bir sevgi seli içinde yürüyordu. Eşi Mevhibe Hanım gücünün yettiği kadar bağırıyordu. Aman evlatlarım paşa babanıza dikkat edin. Başına bir iş gelmesin diyordu. İsmet İnönü’nün etrafında koruma amaçlı daha sıkı bir çember oluşturduk.
İzmir CHP İl Başkanlığına eski bakan Şevket Adalan getirilmişti. CHP Menemen ilçe Merkezinde sohbet ediyoruz. Kıyafeti dikkatimi çekmişti. Belli ki kilo almıştı ve bu kiloları yüzünden ceketinin düğmeleri iliklenmiyordu. Düğmelerin iliğe geçmesi için yaklaşık üç santim kadar bir iplik örgüsü düğmeyle kumaşın arasında vardı. Sonradan öğrendiklerim beni hiç şaşırtmamıştı. Şevket Adalan’ın yeni bir elbise diktirecek kadar parası yoktu ve geçimini İzmir Toptancı Halinde seyyar manavlara naylon poşet satarak sağlıyordu. Anlayana sivrisinek saz. Anlamayana davul zurna az.
Özcan Nevres
- Tükeniş - Haziran 24, 2016
- İnönü Krom Satmış - Haziran 24, 2016
- Konu Taksim Meydanı Olunca - Haziran 24, 2016