Arayış
Bin dokuz yüz elli sekiz yılında, nisan ayının üçünde CHP ye üye oldum. O günler CHP den kaçış günleriydi. İlçe başkanı ünlü şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın kayınpederi Avukat İdris Tınaz idi. O kaçış günlerinde benim gibi henüz yirmi üç yaşındaki bir gencin partiye üye olması başkanı çok sevindirmişti. Üyeliğimden kısa bir süre sonra gençlik kolu yönetimine seçildim. Üç yıl sonra da ilçe yönetimine girerek parti çalışmalarımı sürdürdüm. Partimizin hurda bir cipi vardı. O hurda cipi ise benden başka kullanabilen yoktu. Partinin cipini evimizin önüne çekmiştim. Henüz bir buçuk yaşında olan kızımı kucağıma oturtmuş direksiyonla oynamasını izliyordum. Bunu gören biri hemen parti binasına giderek partili arkadaşlara partimizin cipini özel işlerinde kullanıyor diye jurnallemiş. Başkan Asım Dönmez bunun hesabını sormaya kalktığında kontak anahtarını eline sıkıştırıvermiştim. Bu güne kadar bu cipe yakıt alan ve arıza sorunlarını çözen bendim ama bunda böyle ben bu cipi bırakınız kullanmayı binmeyeceğim bile demiştim. Birkaç gün sonra başkanımız yanıma geldi. Cipin anahtarını uzatarak, cip Ayvacık’ta kaldı. Ne olur, al gel onu dedi. Kabul etmedim ama çok ısrar etti. Sonunda cipi gidip almak zorunda kaldım. Yönetimdeki arkadaşlarımın ısrarı ile köylere ulaşımda cipi kullanmaya başladım. Milletvekillerini ve milletvekili adaylarını köy, köy hep o hurda cip ile gezdirmiştim. Doğup büyüdüğüm Menemen’den ayrılıp Muğla’ya yerleştikten sonra CHP yönetiminden ayrılmış oldum. Benden sonra o cipi kullanabilen biri çıkmadığından cipi elden çıkarmak zorunda kaldılar. Mamak Muhabere Okulunda elektrik, elektronik ve güç kaynakları teknisyenliği eğitimi aldığım için motor arızalarından iyi anlıyordum. Direksiyonunda neredeyse bir tur boşluk olan bu hurda aracı bu nedenle benden başka kimse kullanmaya cesaret edemiyordu. CHP üyeliğim CHP Genel Başkanlığından istifa eden Sayın Deniz Baykal’ın partiye yaşattığı hezimete rağmen geri döndüğü güne kadar sürdü. Sayın Deniz Baykal’ın tekrar parti başkanlığına seçilmesini içime sindiremediğimden CHP den istifa ettim. CHP Menemen ilçe yönetimi istifamı kabul etmese de ben istifada kararlı olduğumu bildirdim. Buna rağmen yönetim partiye kaydımı onursal üye olarak sürdürmüştü Ta ki doğuluların yönetimde ağırlık kazandıkları güne kadar. Yeni yönetim onursal üyeliğimi kaldırarak partili olmama son vermişti. Üyeliğim sona erdirildi de ne oldu? Bin dokuz yüz elli sekizden bu yana oyumu hep CHP ye verdim. Peki, oyumu içime sindirerek mi verdim? İçime sindiremediğim halde en ehveni şer olarak CHP yi gördüğüm için oy vermeye devam ettim.
Ben Atatürk Türkiye’sinde doğup büyüdüm. Atatürk’ün işaret ettiği yolda yürüdüm. Atatürk ilkelerini savundum. Peki, bu günkü CHP aynı yolda mı? En başta siyasi bir simge haline getirilmiş olan türbanı savunmak Atatürk’ün kurduğu CHP nin genel başkanına mı kaldı? Ben bin dokuz yüz elli beş yılında yapılan seçimde meclise ancak otuz dört milletvekili sokabilen CHP yi arıyorum. O, otuz dört milletvekili muhalefette bir tarih yazdırmıştı. Oysa bu günlerde mecliste tek başına muhalefet Muharrem İnce’den başkasını göremiyorum. Zaman, zaman başkalarının çıkışları olsa da hiç biri Muharrem İnce kadar ses getiremiyor.
Çıkarılacak yeni bir yasaya göre askerliğini yapanlar üniversite mezunuysa subay olabilecekler ve orduya katılabilecekler. Bu da imam hatiplilere subay olma yolunu açmış olacak. Ne yazık ki uyan be Türkiye, uyan demekten başka elden bir şey gelmiyor.
Özcan Nevres
- Tükeniş - Haziran 24, 2016
- İnönü Krom Satmış - Haziran 24, 2016
- Konu Taksim Meydanı Olunca - Haziran 24, 2016