Ben Kimim
Silivri’ye yerleştikten sonra zaman, zaman CHP ye uğrayıp sekiz yıl yönetici olarak hizmet ettiğim CHP ye gönül vermiş olanlarla birlikte olmak istedim. Bu arada CHP li arkadaşlar bilgi edinirler diye Bir Zamanlar Ben de politikacısıydım başlıklı siyasi yaşamıma ait öykümü yönetime verdim. Hem de iki kez. Bu öyküm üç yerel gazetede de yayınlandı. Okuyan oldu mu bilmiyorum. CHP Silivri yönetiminden bir partili Foça gezisi sırasında, yazdıklarımın ve söylediklerimin doğru olup olmadığını merak etmiş olacak ki Menemen’e geçip hakkımda bilgi toplamıştı. Rastlantı bu ya, hakkımda bilgi aldığı kişilerden biri can dostum Seyrek Belediye Başkanı Nurgül Uçar’dı. O Nurgül Uçar ki, nar bahçeme giden yolun Menemen belediyesince onarılmadığını öğrendiğinde bana telefon açıp, ağabey, senin nar bahçesinin yolunu onarmak amme hizmetidir. Benim bölgem olmadığı halde belediyemizin greyderini gönderip yolunuzu onartacağım demişti. Demişti ama bir yerden konu ile ilgili bir tüyo alınmıştı ki, yol göle döndürülmüştü. Bu yüzden greyder hiçbir şey yapmadan geri dönmüştü. İşte bu partilimiz öğrenmek istediklerinin tümünü Nurgül Uçar kardeşimden öğrenmiştir.
Ben hiçbir zaman çıkar için gazetecilik yapmadım ve siyaset ile uğraşmadım. Sekiz yıllık CHP yöneticiliğimde ne belediye yönetimine, ne de İl Genel Meclisi üyeliğine aday olmadım. Akla o halde neden Halkçı Parti ilçe başkanıyken belediye başkanlığına aday oldun diye bir soru gelebilir. Onun gerekçesini de bir fıkra ile özdeşleştirerek açıklayayım. Adamın biri denize düşmüş. Biri denize atlayıp adamı kıyıya çıkarmış. Toplanan kalabalık adamı alkışlamaya başlamış. Adam öfkeyle topluluğa dönüp, alkışlamayı boş verin. Siz bana beni denize kim itti onu gösterin yeter demiş. Benim adaylığım da tıpkı o denize itilen adam gibi oldu. Yani adaylığım isteğimle değil adaylığa itildiğim için oldu. Belediye başkanlığına aday gösterdiklerim SODEP lilerin baskısıyla adaylıktan çekilince son çare olarak aday olmak zorunda kalmıştım.
Yıl bin dokuz yüz atmış altı. Doğup büyüdüğüm Menemen’den ayrılarak Muğla’ya yerleşmiştim. İlk işim Ulus ve Demokrat İzmir gazetelerinin temsilciliğini üstlenmek olmuştu. Ayrıca yerel Devrim gazetesinde de ara sıra köşe yazıları yazıyordum. Siyaset iliklerime kadar işlemiş ya, bu nedenle CHP ye üye olmaya karar verdim. Merkez ilçe başkanı Müştak Hükkamoğlu’na üye olmak istediğimi söylediğimde ummadığım bir durum ile karşılaştım. Senin hakkında bize rapor geldi. Sen komünistsin. Bu nedenle seni partiye üye kaydedemem dedi. Ben sosyal demokratım. Ama siz öyle diyorsanız öyle olsun dedim ve bir daha üyelik konusuna hiç değinmedim.
CHP İl Başkanının iş yeri iş yerim ile karşı karşıya. Gece olduğu halde il başkanının bürosunda büyük bir hareketlilik var. Bu ara bürodan çıkıp yanıma geldiler. İl Başkanı Avukat Fevzi Özer, Nevres, genel başkanımız İzmir’de ama ona bir türlü ulaşamıyoruz. Bize yardımcı olur musunuz dedi. İlçe başkanınıza komünistliğim bulaşmazsa neden olmasın dedim? Dönem manüel santral dönemi. Santralı arayıp İzmir’deki Büyük Efes otelinde kalmakta olan Sayın Bülent Ecevit’i ihbarlı olarak aramalarını söyledim. Karşıma sekreteri çıktı. Genel Başkanımız ile görüşmek istediğimi söylediğimde sayın genel başkanımız hiçbir görüşmeyi kabul etmiyor dedi. Lütfen genel başkanımıza sizi Özcan Nevres arıyor diye söyler misiniz dediğimde, söyleyeyim ama kabul edeceğini sanmıyorum dedi. Az sonra sekreter, belli olan bir şaşkınlık içinde sayın genel başkanımız sizinle görüşmeyi kabul etti efendim dedi. Kısa bir hal hatır sormasından sonra, Muğla il örgütü sizi Muğla’ya davet etmek istiyor. Buyurun görüşün dedim ve ahizeyi il başkanına verdim. Görüşme bittikten sonra merkez ilçe başkanı yarın partiye gel de kaydını yapalım dediğinde gerek yok dedim. Bana Menemen’deki kaydım yeter.
Neyse ki Bir Zamanlar Ben de politikacıydım başlıklı öykümde yazdığım gibi artık hiçbir partiye üye değilim. İnşallah bir daha da üye olmak zorunda kalmam.
Özcan Nevres
- Tükeniş - Haziran 24, 2016
- İnönü Krom Satmış - Haziran 24, 2016
- Konu Taksim Meydanı Olunca - Haziran 24, 2016