BAHARA KAVUŞURKEN

Bahara Kavuşurken
Torunumu Mektebim Okulları Fen Lisesine götürürken ağaçların beyaz gelinliklerini giymiş olması ikimizi de çok şaşırtmıştı. Zira soğukların kasıp kavurduğu bir ortamın hemen ardından gelen lodosla ağaçların çiçek açmış olması, erken baharın müjdesi olabilir ama ya aldanırlarsa? Aldanacak olurlarsa meyve vermeleri oldukça düşük olur. Bu da meyve fiyatlarının yükselmesine neden olur. İnşallah çiçek açmış olan ağaçlar Balkanlardan gelen iki günlük soğuktan çok fazla etkilenmezler. Ağaçların yalancı baharlara aldanmamaları için ağaçlara bordo bulamacı atmak gerekir. Bahçemdeki ağaçlara geçen yıl bordo bulamacı attığım halde bu yıl atmadım. Geçirdiğim baypas ameliyatı yüzünden olsa gerek bu yıl bahçeme yeteri kadar özen gösteremedim. Benim için sevindirici olan ne ön bahçemdeki ve ne de arka bahçemdeki ağaçların henüz çiçek açmamış olmaları oldu. Yalancı bahar inşallah tüm meyve bahçelerinde etkili olmaz da üreticilerin yüzü güler.
Baharın başladığını görmek beni alıp elli, atmış yıl öncesine götürür. Ah o gençlik yılları… O yıllarda Rıza Polat Akkoyunlu’nun Nokta Noktam şiiri çok modaydı. Şiir bahar başladı Nokta Noktam diye başlar. Bu şiir hemen, hemen her gencin ağzından düşmezdi. Bana soranlar olurdu bu şiiri biliyor musun diye? Bilmediğimi, okumadığımı söylediğimde ne kadar da cahilmişsin der gibi adeta tepeden bakarlardı. O yıllarda şimdiki olanaklar yoktu. Bu yüzden şiiri bulup okumak çok zordu. Neyse ki bozuştuğum gençlik aşkım bana bu şiiri göndererek beni cehaletten kurtarmıştı. Şimdiki gençler çok şanslı. İnternet’ten ne isterlerse arayıp buluyorlar. Az önce google de şiiri aradım. Anında şiir ekrandaydı.
Bahar gençlerin kanını kaynatır. Zira gençler için yaşam sınırsızdır. Oysa yaşlılar için sona bir adım daha yaklaşmanın habercisidir. Her gün yaşı ilerlemiş insanların ölüm haberleri kendimizi bir ağacın dalından henüz kopamamış olan hazan yaprakları gibi hissetmemize neden olur. Belli etmemeye çalışsak da bana sıra ne zaman gelecek diye düşünmekten kendimizi alamayız. Beni üzen ve düşündüren bu kaçınılmaz son değildir. Elbet de geldiğimiz gibi gideceğiz de. Beni üzen ülkemizin bu son günlerde içine düşürülmüş olan durumdur. Atatürk ilkelerinin ve Cumhuriyetimizin tüm erdemlerinin yok ediliyor olması nasıl kahredici bir duygu olduğunu anlatamam. Sanırım bu duygularımı en güzel anlatan Torunum Can adlı şiirimdir. Şiirimi okuduğunuzda bana hak vereceğinizden eminim.
Torunum Can’a
Sen şimdi uykudasın sevgili Can/ Başımıza örülmek istenen çoraptan habersiz/ Atalarımızdan emanet aldığımız bu vatanı/ Korkarım sizlere bırakamayacağız /Daha çok küçüksün Can’ım benim/ Yediğin önünde yemediğin ardında/ Her şeyi öğrenmek istiyorsun ama’ Vatan sevgisinin kutsallığını/ Öğrenmene henüz gelmedi sıra/ Dedem Nevres Cafer ağa/ Anlatırdı tekrar, tekrar savaş anılarını/ Tam on iki yıl savaşmış yılmadan/ Biz sizin için akıttık kanlarımızı derdi/ Ah o kahpe Yunan yok mu/ Girit’i elimizden alıp bizi vatansız koyan/ Neyse ki/ Kemal paşa başlattı kurtuluş savaşımızı/ Koyduk yine ortaya can dedikleri malımızı/ Konak’a çekince şanlı bayrağımızı/ Unuttuk çektiğimiz onca acılarımızı/ Devir değişti sevgili Can / Hepimiz tele voleci pop starcı olduk/ Güya globalleştik/ Tüm dünya sanki ortak malımız oldu/ Aymazlıktan bir gün kurtulamazsak eğer/ Ne devlet kalır ayakta/ Ne de elimizde kalır/ Uğruna kan döktüğümüz bu topraklar/ Esaret nedir sen bilemezsin sevgili Can/ Daha küçüksün öğrenmene çok zaman var / Ben de esareti yaşamadım ama/ Onursuzca hayvanca yaşamak olduğunu/ Yaşayanlardan çok dinledim/ Asker bir ulusun onurlu savaşçılarıydık biz/ Ne oldu bize böyle/ Tutturmuşuz Avrupalı olacağız diye/ Bizi istemeyen Avrupalıların önünde/ El pençe durmuşuz ne olur bizi de alın diye/ Almayacaklar işte bu onursuzluk niye/ Ey! ! Kuvayı-Milliye ruhu neredesin/ Şahlanmak için daha ne beklersin/ Yine tek bir yürek olalım şahlanalım/ Çocuklarımıza torunlarımıza/ Özgürce yaşanacak bir vatan bırakalım/ İşte böyle sevgili Can/ Atalarımızdan aldığımız bu kutsal mirası/ Sizlere bırakmak olsa da amacımız/ Aymazlıklar içinde olanlardan/ Çok ama çok korkarız
Özcan Nevres ozcan.nevres@gmail.com

Özcan Nevres
Latest posts by Özcan Nevres (see all)
(Bugün 1, toplamda 66 kez ziyaret edildi.)

Özcan Nevres tarafından yayınlandı

15 Ağustos 1935 de Menemen’de doğdum. Esas mesleğim elektrik ve elektronik teknisyenliğidir. Gazeteciliğe 1958 yılında Ege’de yayınlanan Sabah Postası gazetesinde başladım. Hobilerim yazmak, okumak, tarihi eserler ve harabelerle ilgilenmektir.