Gazetecilik Ve Ben
Bin dokuz yüz elli sekiz yılında gazeteciliğe başladım. Yani elli beş yıl önce. O günden bu güne hep amatör kalmayı yeğledim. Gazeteciliğe Ege bölgesinin CHP yayın organı olan Sabah Postası adlı gazetesinde muhabirlikle başladım. Bedeli ne olursa olsun haksızlıklara tahammül edemem. Menemen’in Boz köy’ünün ovası bataklıktı. CHP Gençlik Kolu Yöneticisi olarak ilçe yönetimiyle birlikte yaptığımız çalışmalarla bataklığı kurutup köye iyi bir ova kazandırmak için yaptığımız girişimler iyi sonuç verdi. İş makineleri ovanın ortasından açmaya başladığı kanalla ovanın kurtuluşunun ilk adımını attı. Bu sırada kanal açmakta olan iş makinesinin kepçesine kurşun künkler takıldı. Künkler EOLY federasyonunun en büyük devleti ve liman kenti Simerina’ya Dumanlı dağdan su taşıyan künklerdi. Define avcılığı yapan biri Demokrat Partiye olan yakınlığından yararlanarak künklere el koymak istedi. İzmir Arkeoloji Müzesinin Müdürü Hakkı Gültekin künkleri müzeye kaldırtınca bakanlıktan kendisine künklerin adı geçen kişiye verilmesi için telefonla emir verildi. Hakkı Gültekin’in yanıtı kesindi. Sayın bakanım siz bana yazılı bir emir gönderirseniz dilerseniz o şahsa müzeyi de teslim ederim. Bu sert çıkış sayesinde künkler Arkeoloji Müzesine kalmıştı. Konuyu Sabah Postasında haber yapmıştım. Gazetede çalışanlardan biri haberden benim adımı silip kendi adını yazmış. O kişiye nedenini sorduğumda haber açığım vardı o yüzden kendi adımla yayınlattım dedi. Hemen gazetenin Menemen temsilciliğinden istifa ettim. Temsilcilik için Demokrat İzmir gazetesine başvuruda bulunduğumda biri üniversite öğrencisi olmak Üzere dört başvuru var. Sen beşincisin ve ortaokul ikiden terksin. Bu nedenle size temsilcilik veremem dediğinde, bu güne kadar Sabah Postası gazetesinin temsilcisiydim. Az önce istifa edip ayrıldım dediğimde, o halde bize bir ay bol, bol haber geç. Geçilen haberlere göre tercihimizi yapalım dedi.
Bir ay sonra gazeteye gittiğimde Nurdoğan Taçalan (gazetenin haber müdürü, daha sonra da Bülent Ecevit’in danışmanı olmuştu) önündeki çekmeceyi açtı. Bir tomar kâğıt çıkardı. Bunlar diğer dört kişinin haberleri. Nasıl bir haber yaptıklarını anlayamadım. Haberin düzeltilecek yanını da bulamıyorum. Oysa senin yaptığın haberlerde bir kelime bile değiştiremiyoruz. Sen gerçekten ortaokul ikiden terk misin diye sordu? Aynen öyle dedim. İki fotoğraf istedi. Verdim. Hemen temsilcilik belgemi doldurup verdi. Muğla’ya yerleştiğimde Ulus gazetesiyle birlikte Demokrat İzmir gazetesinin temsilciliğini üstlendim. Arada kırgınlar da oldu ama benden vazgeçemediler. Bu iki gazete kapanıncaya kadar temsilciliğim sürmüştü. O zamandan bu yana gazeteciliğimi hiçbir çıkar beklemeden sürdürmekteyim. Silivri’ye ilk yerleştiğimde Manşet gazetesinde yazmaya başladım. Köşe yazarlığım beş yıl kadar sürdü. Genel Yayın Müdürü köşe yazısında Mersin’de bayrağımızı yakan iki çocuğun masum ilan edince o gün gazetedeki köşe yazarlığımı sonlandırdım. Kısa bir süre sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir gazetede yazdıysam da özüyle sözünün bir olmadığını görerek o gazeteden de ayrıldım. Bir süre de yine sosyal demokrat olduğunu söyleyen birinin gazetesinde yazdıysam da uzun sürmedi. Gazete sahibinin iç yüzünü öğrenince gazeteden ayrıldım. O günden bu yana Haberdar Gazetesinde yazmayı sürdürüyorum.
Nedense karşıma çoğunlukla kendi çıkarlarından başka düşünceleri olmayan kimseler çıkıyor. Altı yıl kadar Muğla’nın Devrim adlı gazetesinde köşe yazarlığı yaptım. Gazetenin sahibi bir yazımda CHP yi eleştirdiğim için çok fena bozulmuştu. Bana Muğlalılar Muğla haberleri istiyorlar deyince ben muhabir değil köşe yazarıyım deyip gazeteye yazı göndermeyi sonlandırdım. Altı, yedi sene de Menemen’in Sesi gazetesinde köşe yazarlığı yaptım. Önceleri CHP ye yakınlığıyla bilinen gazete ne olduysa oldu. Birden AKP yandaşı oldu ve benim adımı yazarlar listesinden özür dilemeye bile gerek görmeden çıkardı. Çıkarsa ne olur, çıkarmasa ne olur? Yazdıklarımın karşısında tek kuruş dahi almışlığım mı vardı? Ben sosyal demokrat bir düşüncenin adamıyım. Bu nedenle halkımız yararına her türlü çalışmayı hiçbir çıkarım olmadan yaptım. Bir süre önce Antalya’da bir İnternet sitesinin yöneticisi benden yazılarımı kendilerine de göndermemi ısrarla rica etti.. Oysa ben yazılarımı Alanya’da yayınlanmakta olan bir gazeteye gönderiyordum. Öyle olsun dedim ve yazılarımı göndermeye başladım. Meğer adamın niyeti beni DİM medyadan koparmakmış. Başarılı da oldu. Başarınca da adımı yazarlar listesinden çıkarıverdi. Keşke Antalya’nın geçen dönemdeki CHP li milletvekili Feridun Baloğlu’na bu kişinin nasıl biri olduğunu sorsaydım. Böyle durumlarda benim kaybedeceğim hiçbir şey yok. Nasıl olsa yazılarımı kendi sitemde yayınlıyorum. Birçok gazetenin okurundan daha çok okuyucum var. Bu da bana yeter ve artar bile.
Özcan Nevres ozcan.nevres@gmail.com
- Tükeniş - Haziran 24, 2016
- İnönü Krom Satmış - Haziran 24, 2016
- Konu Taksim Meydanı Olunca - Haziran 24, 2016