Yıllar önce CD kaydedicileri satın almak için bir servet gerekiyordu. Üstelik CD ye kaydedilenlerin ne kadar kalıcı olabileceğini de bilmiyorduk. Nitekim zamanla CD lerin de bozulabileceğini öğrendik. Bu nedenle yazmış olduğum tüm yazılarımın, öykülerimin ve şiirlerimin yazıcıdan çıktılarını alarak dosyalıyordum. Dosyalamamın nedeni ise yazdıklarımın çocuklarıma bir miras olarak kalmasını sağlamak içindi. Oysa artık ne yazdıklarımın çıktılarını almaya, ne de CD lere kaydetmem gerek kalmadı. Zira yazdıklarımın tümü www.ozcannevres.com da yayınlanmaktadır. Bu nedenle kâğıtlara kaydettiğim yazdıklarımın dosyalanıp saklanması için hiç bir neden kalmadı. Halen yaşamakta olduğum villamızı satmaya karar vermiş olduğumuzdan göç hazırlığına başladım bile. Bir sandık dolusu kâğıdı taşımamak için tümünü belediyenin atık toplama aracına teslim etmek üzere dosyalardan çıkarıp poşetlere doldurdum. Bu işlemi yaparken bana ait olmayan değerli bulduğum birçok yazıyı dosyasında bıraktım. Bıraktıklarımın içinden biri dikkatimi çekti. Baştan sona kadar tümünü okudum. Okurken de çok duygulandım. Bu bana Hayalimdeki Sevgilime başlıklı şiirim için gönderilen bir mesajdı. Bu güzel mesajı değerli okurlarımla da paylaşmak istedim. Önce şiirime bir göz atalım.
Hayalimdeki Sevgilime
Sen benim hayalimdeki/Tanımadığım sevgilimsin/ Üstelik vefasızsın da/Bilir misin seni nerelerde aradığımı/Sen bazen gönlümde sımsıcak bir sevgi/ Bazen gözlerimde göz yaşı seli/Bazen kalbimi burkan acıtan bir sızı/ Bazen de arzu kin ve intikamsın/Seni gecenin bir yarısında/ Ipıssız ve karanlık yollarda bazen de kumsalı döven/ hırçın dalgaların serinliğinde/ Ve gecenin bilmem kaçıncı saatinde/ Denizdeki yakamozlarda arıyorum/ Gecenin bir ilerlemiş saati/ Her taraf derin bir uykuda/ Bense karanlıklar içinde/ Benim olmayan bir dünyada/ Uykusuz ve umutsuz/ Yakamozlarda şekillenen hayalinin esiri/ Bir garip aşık/ Yeşil gözlerin gel diyor bana/ Koşup gelmek istiyorum sana/ Kahkahalar atarak kaçıyorsun/ Aşkımla alay ediyorsun/ Gözlerimde yaş kalbimde sızı/ Terk ediyorum sahili/ Bir sahil gazinosunda/ Çam ağaçlarının koyu gölgesinde/ Seni unutmak için içiyorum/ Komşu masalarda kahkahalar yükseliyor/ Yüksek sesle müziğe eşlik ediyor/ Bense acılar içinde içim parçalanırcasına/ Kadehimi yere çarpıyorum çıldırmışçasına/ Kadehimin tuz buz olmuş parçacıklarında/ Yine sen varsın param parça/ Toplayıp bir bütün etmek istiyorum seni/ Toplayamıyorum ellerim kan içinde/ Çıkıp gidiyorum yitik umutlarım peşinde.
Dostum selamlar. Bir süredir postlarını görüyorum. Hayali sevgili ise en çok beğendiğim oldu. Beni burada ne kadar gördüğünü bilmiyorum ama hayali sevgili olayına benim de bir eklentim olsun istiyorum. O yüzden yazıyorum sana. Zira yıktı beni o hayali sevgiliyi gerçek hayatta yaşama arzusu. Kim olduğunu ise zaten signature den anlayacaksın diye tahmin ediyorum. Neyse kolay gele sana da sevgiler.
Siz hiç birisini görmeden delicesine sevdiniz mi? Hani olur ya, sevdiğini sandığı ama aslında pek de sevilmeye layık olmadığı birinden yeni ayrılır bunu öğrenince de daha da yıkılır. Tam o anda birisi çıkar karşısına. Daha doğrusu çıkar gibi yapar ama göstermez kendini. Sadece kalbini duygularını gösterir. Ne kadar düşünceli olduğunu, hala, hala gerçek sevginin yaşadığını sana hissettiriyorsa, hala sevilebileceğinizi size hissettiriyorsa, cebinizde beş kuruş olmadığını bildiği halde sizinle konuştuğunu, bir menfaat beklemeden sizi sevmişse gerçekten karşılık beklemeden, siz olsanız onu delicesine sevmez miydiniz? Kendinizi benim yerime koyun. Kız arkadaşımdan yeni ayrıldım. Ve kız arkadaşımın benim kız arkadaşım olamayacak kadar kalitesiz olduğunu anladım. ( Sadece yalan söylemesi yetti) Tam o sırada O çıktı karşıma. Müthiş biri. Hem de ten temasına gerek duymadan. Duyguların seviştiğini, kalplerin öpüştüğünü düşünün. Sevgilerin kocaman bir ağaç olduğunu, o ağacın gölgesinde uyuduğunuzu düşünün. Harika biri işte. Tam anlamıyla tapındım. Dedim ya kendinizi benim yerime koyun bakalım. Siz olsaydınız siz de sevmez miydiniz delicesine? Uyumaz mıydınız o ağacın gölgesinde? Ve de, korkmaz mıydınız delicesine onu kaybetmekten? Bilmiyorum, emin değilim, yeniden yazıp yazamayacağıma. Ama biliyorum ki, korkuyorum. Onu kaybetmekten. Çünkü bir tane daha bulur muyum bilmiyorum? İnsanların başına güzel şeyler bir kere gelir. Tıpkı Türk milletinin başına ATATÜRK geldiği gibi. Ya da can dostum Umarsız gibi. CANIM gibi. Hoş geldin hayatıma CANIM. Gitme ne olur, hep burada kal. Benim nerede olduğumu biliyorsun. Adımı yazdığın yerden hiç silememen ve her zaman sevgi ağacının gölgesinde uyumak dileğiyle. TEŞEKKÜRLER Bunu yazdığım kişi şimdiye kadar tanıdığım en güzel insanlardan biri. Kendisine sonsuz teşekkürler.
Cem Varol
Bu satırları yazan şahsen tanımadığım dostum belli ki şiirimden çok etkilenmiş ve duygularını benimle paylaşmak istemiş. Bu güzel satırları için ben de kendisine teşekkür ediyorum. Bazen yaşım yeteri kadar ilerledi. Bu yüzden artık yazmamayı düşünsem de ara sıra almış olduğum bu tür güzel mesajlar nedeniyle durmak yok. Yola devam diyorum.
Özcan Nevres
- Tükeniş - Haziran 24, 2016
- İnönü Krom Satmış - Haziran 24, 2016
- Konu Taksim Meydanı Olunca - Haziran 24, 2016