Gemi Azıya Alan Türk Düşmanlığı

Gemi Azıya Alan Türk Düşmanlığı
Türkiye’den kaçarken Türk milletine ağır hakaretler yağdıran Ahmet Kaya ölümünün yıl dönümünde devlet töreniyle anılacakmış. Ülkemize nice emeği geçmiş, vatanı uğruna can vermiş nice kahramanımızın bırakınız ölüm yış dönümünde anılmasını, adı ve sanı bile unutulmuş. Bu kahramanlarımız unutulmuşken beste yapmak ve şarkı söylemekten başka hiçbir özelliği olmayan birine devlet tören, yapılacak olmasını içime sindiremiyorum.
Bir süre önce Ey Dünya İnsanları Hepiniz Türk’sünüz başlıklı bir yazım yayınlanmıştı. Bu yazımı yazmama neden olan Amerikalı yazarın savını doğrulayacak yeni bilgiler var. Nurhan Fattah’ın Tanrıların ve Firavunların Dili adlı kitabında Girit’te bulunan üç bin yedi yüz yıllık bir tabletteki yazıların Tatarca olduğu belirlenmiş ve tercüme edilmiş. Hunların bile Türk olmadığı iddia edilen bir süreçte bulunan bu tabletin önemini anlamamak olası değil. Tabletten anlaşıldığına göre üç bin yedi yüz yıl önce Girit’te Türk’ler yaşamışlar. Biraz daha derine inildiğinde Miken medeniyeti diye bilinen Girit medeniyetinin Türk’ler tarafından kurulduğu anlaşılacaktır.
Günümüzde moda olan Türklüğü inkâr etmektir. Bazı çevrelerce Hunların bile Türk olmadıkları iddia edilmektedir. Bazı tarihçilerimiz ise eğer Hunlar Türk değilse dünyada Türk adında bir ırk yok demek gerekir demektedirler. Türk düşmanlarına göre Çinlilerin Hunlara Tihiknu demelerini Hunların Türk olmadıklarının kaynağı olarak göstermektedirler. Bu konuda başka bir kaynağa göz atalım. o kitabeler kafana düşse seni bulamazlar daha ne verisi olacak. Çin kaynaklarında, pers ve Bizans kaynaklarında bile Türkler geçer. Bırakın bu Avrupalı ağızlarını. Utanmasalar Türkler bile Türk değildir diyecekler ki diyorlar zaten. Bir nevi aşağılık kompleksi. Tarihleri boyunca bir halta yarar kültürü olamayıp yunandan sağdan soldan kültür devşiren Avrupalı devşirmeler şimdi de milletlere don biçer gibi tarih biçmeye çalışıyorlar, hasetlerinden de güneş gibi parlak tarihli Türkleri yok saymaya çalışıyorlar. Belgesellerde bile Türkler geçmez. Türk demezler. Moğol derler, Çinli derler, yerel halk derler ama Türk demezler. İşlerine gelmiyor. Bu bilgiler doğrultusunda göğsümüzü gere, gere Hunlar, yani atalarımız Türk’tür diyebiliriz.
Boğluca deresi üzerinde yoğun bir çalışma var. Trafiğe ve yayalara kapatılmış olan köprü de yakında onarılacakmış. Haberi veren gazeteci arkadaşımız o köprüden geçerken yanınızda bir gaz maskesi bulundurmanız gereklidir diyor. Doğru söze ne denile bilinir ki? Dün o köprünün yanındaki yaya köprüsünden geçtim. İnsanın içini bulandıran olabildiğince iğrenç bir koku vardı ve suyun rengi simsiyahtı. Büyük oğlum Bülent Nevres Türkselden bir bilgisayar dergisinin yazı işleri müdürlüğüne transfer olduğundan beri sürekli yurt dışında geziyor. Bir süre önce peş peşe İspanya’ya gönderilmişti. Bu günlerde Hollanda’nın Amsterdam kentinde bulunuyor. Hollanda’ya gittiği gün fırtına yüzünden uçağı zor inmişti. İlk işi fırtınanın kökünden söktüğü ağaçların fotoğraflarını çekip facebook’a koymak olmuştu Ardından kente ait fotoğraflar çekip Facebook’ta yayınlamıştı. Bir fotoğraf dikkatimi çekmişti. Kentin içinden geçen bir akarsu cam gibi parlıyordu. Bu da akarsuyun ne denli temiz olduğunu göstermektedir. Boğluca deresinin suyunun rengiyle bu akarsuyun rengini karşılaştıracak olursak sanırım utanmaktan başka bir duyguyu oluşturamaz. Bu Boğluca deresi ne dereymiş be. Islah çalışmaları yüzünden trafiğin allak bullak olmasına neden oldu. Önce köprünün trafiğe kapatılması sorun olmuştu. Bu son haliyle de geçmişi aratır oldu. Köprünün onarım çalışmaları kim bilir daha ne kadar zaman alacak ve bu yolu kullanmak zorunda olan sürücüler daha ne kadar bu çileyi çekecekler.
Özcan Nevres ozcan.nevres@gmail.com

Özcan Nevres
Latest posts by Özcan Nevres (see all)
(Bugün 1, toplamda 105 kez ziyaret edildi.)

Özcan Nevres tarafından yayınlandı

15 Ağustos 1935 de Menemen’de doğdum. Esas mesleğim elektrik ve elektronik teknisyenliğidir. Gazeteciliğe 1958 yılında Ege’de yayınlanan Sabah Postası gazetesinde başladım. Hobilerim yazmak, okumak, tarihi eserler ve harabelerle ilgilenmektir.