Heder Olan Tarım Alanları
Değerli okuyucularım. Öncelikle bir santim tarım toprağının elli yılda oluştuğunu belirtmeliyim. Tarım toprağının en az yirmi santim olması gerekir. Bundan da anlaşılacağı gibi yirmi santim tarım toprağının oluşması için en az bin yıl gerekmektedir. Otuz santim tarım toprağının oluşması için ise bin beş yüz yıl gerekmektedir. Bundan da anlaşılacağı gibi tarım topraklarının gözümüz gibi korunması gerekmektedir. Oysa yıllardan beri sanayi kalkınması adına en verimli tarım alanları yok ediliyor. On beş gün önce işim nedeniyle İzmir’e giderken yol boyunca sanayi adına talan edilen arazileri içim sızlayarak izledim. Tarıma elverişsiz araziler bomboş dururken en verimli tarım alanlarında sanayi tesislerinin kurulması ve bu alanların milyonlarca dekar olması anlaşılacak bir durum değildir.
Bir zamanlar ekonominin lokomotifi inşaat sektörüdür dediler. En güzel sahillerimizi beton yığınları ile doldurdular. Hiç kimse bir veya bir buçuk aylık yaz saltanatı uğruna yapılan bu beton yığınları için ölü yatırım demedi. Aksine uzun vadeli kredilerle betonlaşmayı teşvik ettiler. Ulaşımdaki maliyetin artması yüzünden de bu beton yığını villalar ve daireler bomboş durmaktadır. Eğer bir konut kullanılmıyorsa o konutlar harap olmaya mahkûmdur. Harap olmaması için yapılması gereken bakımlar ise sahipleri için çok önemli ölü yatırımdır.
Geçmişte kendi kendine yeten dünyanın yedi ülkesinden biriydik. Günümüzde ise tarım ürünlerini ithal eden ülke durumuna düşürüldük. Tarım alanlarının bilinçsizce heder edilmeleri ve plansız üretim yüzünden tarımda hak etmediğimiz kadar geriledik. Ülkemizdeki plansız ve devlet desteğinden yoksun olan tarım yüzünden üreticiler bırakınız para kazanmayı, çoğunlukla üretim sezonunu zararla kapatmaktadırlar. Ülkemizin tarımcıları bol suya ve verimli topraklara sahip olmalarına rağmen para kazanamıyorlar. Oysa verimsiz kumlara strofer granülleri karıştırarak kumlara su tutma özelliği sağlayan İsrailliler üç yüz metre derinden sağladıkları su ile tarım yapmakta ve çok iyi de para kazanmaktadırlar. Para kazanmalarının nedeni ise tarımı planlı ve programlı bir şekilde yapmalarından kaynaklanmaktadır. İsrailli tarımcı İsrail devletinin yaptığı programa göre üretim yapmaktadır. Allahım sen rast getir felsefesiyle değil. İsrailli üretici ürününü değerinde satabilmesi için arazisine hangi ürünü ne kadar alana dikeceğini bilir. Ürettiklerine de devletinin Pazar bulacağını bilir. Ürettikleri kesinlikle elinde kalmaz. Bizde hangi üreticinin böyle bir garantisi var.
Üretimde arz ve talep geçerlidir. Arz çok talep az ise ürün fiyatı düşer. Arz az talep çoksa ürün fiyatı artar. Bu yıl olağan üstü bir üretim sezonu yaşadık. İklim değişikliği yüzünden meyvelerde ve sebzelerde verim çok düşük oldu. Geçen yıl on lira olan kuru kayısı bu yıl kırk liradan alıcı beklemektedir. Cevizde de, bademde de durum aynı. Kendimden bir örnek vereyim. Geçtiğimiz yıl arka bahçemdeki genç kira ve vişne ağaçlarından doya, doya olmasa da iyi kötü meyvelerinden yemiştik. Bu yıl ise koskoca kiraz ağacından on, on beş tane kiraz, vişne ağacından da elli atmış kadar vişne yiyebildik. Komşu bahçelerindeki meyve ağaçlarında da durum aynı. Küresel ısınmanın neden olduğu bu durum yüzünden ileriki yıllarda meyve yiyemeyecek duruma düşecek olursak hiç şaşırmam. Bu yılki meyve fiyatlarının çok yüksek olması iki nedenden kaynaklanmaktadır. Birincisi üretimin azlığı ikincisi ise nakliye ücretlerinin çok yüksek olmasıdır. Menemen’e gittiğimde Emirâlem mahallesindeki sebze haline de gittim. Bir kasa kakaolu cennet elması ile bir kasa da kadınarı aldım. Kakaolu cennet elması çok az bulunan bir meyvedir. İstanbul’da çok nadir bulunur. Bulunsa da altı liradan aşağı bulunamaz. Ben halden yüz elli kuruştan aldım. Kadınarını da bir liradan aldım. Kadınarını İstanbul’da bulmak ise olası değildir. Emirâlem’in ünlü çekirdeksiz narını bulmak ise Emirâlem’de dahi bulmak olası değil.
Emirâlem halinde kakaolu cennet elması bir buçuk lira olduğu halde İstanbul’da altı lira olması düşündürücüdür. Klasik cennet elması (Trabzon hurması) ise halde bir lira idi. Alışveriş merkezlerinde ise dört liradır. Bu fiyatlara satıcıların aşırı kazanç hırsı ve nakliye giderleri neden olmaktadır.
Özcan Nevres ozcan.nevres@gmail.com
- Tükeniş - Haziran 24, 2016
- İnönü Krom Satmış - Haziran 24, 2016
- Konu Taksim Meydanı Olunca - Haziran 24, 2016