Kadı Narı

Hicaz Narı
Bir televizyon kanalında bir nar bahçesinin tanıtımı yapılıyor ve nar toplayan işçilerle de söyleşiliyor. Nar bahçesinin sahibi Hicaz narını öve, öve bitiremiyor. Güya tüm Avrupalılar hayranmışlar bu nar türüne. O kişiyle o an konuşabilme olanağım olsaydı ona sorardım. İstanbul’un büyük pastanelerinin adamları tam bu mevsimde Menemen’in Emirâlem beldesine ( artık mahalle ) çıkarma yaparlar ve bulabildikleri kadar İzmir’in ünlü çekirdeksiz narlarından satın alırlar. Sizin narınız iddia ettiğin gibi dünyanın en iyi narı ise pastane sahipleri neden sizin narınızı değil de Emiralem’in çekirdeksiz narlarını hem de olabildiğince yüksek fiyata satın alıyorlar derdim. Bu işin özüne inecek olursak Hicaz narı yemeklik değil sıkmalık bir nar türüdür. Üretimi çok özendirildiği için ülkemizin her yöresinde çokça yetiştirildi. Bir ürün gerekenden çok daha fazla üretilecek olursa fiyatı taban yapar. Hatta hiç alıcı bulamaz. Yaklaşık beş yıl önce Emirâlem’e gittiğimde kahvehanede oturup köylülerle biraz sohbet etmiştim. Biri Nevruz Ahmet Kâhyanın oğlu, baban bizim Tariş’te başkanımız ve senin de partimizin başkanı olduğun için seni dinledik. Bahçelerimizi nar ağaçlarıyla doldurduk. Doldurduk ama şimdi de narlarımıza alıcı bulamıyoruz dedi. Bakın ben hiçbir zaman Hicaz narı yetiştirin diye bir yazı yazmadım. Ben çekirdeksiz nar ile kadınarı yetiştirmenizi önerdim yazılarımda. Hemen şimdi hale gidelim. Bana bir kasa çekirdeksiz nar alalım dediğimde bulamazsın ki dediler. O zaman elinde olanlardan alayım dedim. Yok ki dediler. Ben az önce sebze halindeydim. Şu an arabamın bagajında iki kasa kadınarı var. Kilosunu seksen kuruştan aldım. Olsaydı daha da alacaktım. Oysa hicaz narı kasalarda tepeleme doluydu. Fiyatı elli kuruş ama yüzüne bakan yok. Çekirdeksiz narları İstanbullular altı, yedi liradan kapışmışlar. Şimdi ben size sorayım. Neden talebi çok fazla olan çekirdeksiz nar veya saklamaya çok elverişli olan kadınarı yetiştirmediniz? Ne bilelim dedier. Bu narı çok övmüşlerdi. Keşke bu insanlar çekirdeksiz nar yetiştirmiş olsalardı. Böylece insanlarımıza nar yeme alışkanlığı kazandırsaydı. Zira nar kalp sağlığı için olağan üstü yararlı olan bir meyvedir. Daha önce narın yararları hakkında bir yazı yazmıştım. O yazıma yeni bir bilgi eklemek istiyorum. Narın kabuğu meyvesinden sağlığımıza çok daha yararlıymış. Nar kabuğu nasıl yenilir. Nasıl bir işlem yapılarak tüketilecek hale getirilir bilmiyorum. Öğrenecek olursam okuyucularım ile mutlaka paylaşacağım. Kanımca portakal kabuğu gibi reçeli yapılıyordur.
Yıllar önce bir tavşan çiftliği kurmuştum. Bizde komşular birbirlerinin arazilerinden yetişmiş olan ürünleri teklifsizce yerler. Ayıp olanı yediğinden fazlasını toplayıp eve götürmektir. Bitişik komşumuzun arazisinde deve dişi tabir edilen yumuşak iri çekirdekli lefon (hafif ekşi ) nar ağaçları vardır. İki tane koparıp tavşan barınağına gittim. Eskiden ahır olarak kullanıldığı için boydan boya yemlikler vardır. Yemliğin üstüne oturup narları yemeye başladım. Kabuklarını tavşanlara attığımda kapışmaya başladılar. Yine komşu bahçeden topladığım mandalinaları yerken kabuklarını tavşanlara attığımda onu da kapışıp yediler. Tüm hayvanlar içinde insan midesine en çok benzeyen mide tavşan midesidir. Bu durum beni çok düşündürmüştü. Tavşanların bu kabukları söğüt ağacının kabukları gibi severek yemelerinin mutlaka bir hikmeti vardır diye düşünmüştüm. Meğer hikmeti varmış ama biz bilmiyorduk.
Portakal kabuğu da içinden çok daha yararlı ve sağlıklıdır ama kabuk olarak yemek olası değildir. Portakal kabuğu tüketmek için reçelini yapmak gerekir. Reçelinin nasıl yapılması gerektiğini de bilmek gerekir. Portakal kabuğu reçelini çok sevdiğim için her yıl bolca yaparım. Nasıl yapılacağına gelince. Bilmeyenler için yazayım. Öncelikle kalın kabuklu portakal gerekir. Portakal kabukları bir, bir buçuk santim genişliğinde doğranıldıktan sonra suya yatırılır. Her gün suyu değiştirilerek acısının gitmesi sağlanılır. Üç veya dört su değişiminde acısı tamamen yok olur. Yeterli büyüklükte bir tencereye konulur. Şeker ve çok az su ilave edildikten sonra yeteri kadar kaynatılır. Ateşi kapatmadan önce birkaç damla limon suyu damlatıldıktan sonra ateş kapatılır. Soğuduktan sonra kavanozlara konulur. Bu sağlıklı reçel yapıp da yiyenlere afiyet olsun.
Özcan Nevres ozcan.nevres.gmail.com

Özcan Nevres
Latest posts by Özcan Nevres (see all)
(Bugün 1, toplamda 458 kez ziyaret edildi.)

Özcan Nevres tarafından yayınlandı

15 Ağustos 1935 de Menemen’de doğdum. Esas mesleğim elektrik ve elektronik teknisyenliğidir. Gazeteciliğe 1958 yılında Ege’de yayınlanan Sabah Postası gazetesinde başladım. Hobilerim yazmak, okumak, tarihi eserler ve harabelerle ilgilenmektir.