Süt Üstünde Oynanan Oyunlar

Süt Üzerindeki Oyunlar
Yıllar önce Temel Gıda Süt başlığıyla bir köşe yazısı yazmıştım. Birçok gazetede ve İnternet sitelerinde yayınlanmıştı. Halen www.izedebiyat.com da yayınlanmaktadır.Sütün yaralarını tekrarlamayı gerek görmüyorum. Zira sütün yararlarını bilmeyen yok gibidir. Benim üzerinde durmak istediğim temel gıda olan sütün üzerinde oynanan ve halen oynanmakta olan oyunlar. Yıllardan beri insanlarımızın beynini sokakta satılan sütler sağlığa zararlıdır. Aman sokak satıcılarından süt almayın diye yıkadılar. Oysa sağlığa zararlı olan sokakta satılan sütler değil, kutularda satılan ve çok sağlıklı olduğu iddia edilen sütlerdir. Güya kutu sütleri katkısızmış. Bu sütler gerçekten katkısızsa neden iyi yoğurt yapılamıyor? Eğer sokaklarda süt satanlar kendi ineklerinden sağdıkları sütü satıyorlarsa, sattıkları süte su katmıyorlarsa en sağlıklı süt o sokaklarda satılan sütlerdir. İşte size kanıtı… İyi süt yani sağıldıktan hemen sonra satışa sunulan süt, sağlığa uygun koşullarda temiz kaplarda alınıp kaynatılmalıdır. Kirli bir kaba alınan süt hemen kesilir. Geçenlerde canım küsmük istedi. Küsmüğü yapmak çok basittir. Yoğurda batırılmış kaşığı sütün içine batırdığınızda süt hemen kesilir. Bir litre sütü tencereye koyup kaynatmaya başladığımda içine biraz yoğurt koydum ama süt kesilmemekte direndi. Biraz daha yoğurt kattım ama yine kesilmedi. Bunun üzerine sütü dökmek zorunda kaldım. Kutu sütü üretenler bunu nasıl açıklayacaklar? Ürettikleri sütten iyi yoğurt yapılamıyor. Küsmük elde etmek için küstürülemiyor. Peynir ise hiç yapılamıyor. Tüm bunların nedeni katkısız dedikleri sütlerin içindeki koruyucu katkı maddeleri değilse nedir? Ki bu koruyucu maddeler için onkoloji uzmanları hiç de iyi şeyler söylemiyorlar.
Yıllar önce Muğla’da yaşarken tüm süt ürünlerimi, peynirimi, yoğurdumu ve kaynatılmış sütü Muğla Teknik Ziraat Müdürlüğünün mandırasından alırdım. Mandıranın en iyi müşterisiydim. Peynir almak istediğimde eğer peynir suyu yeni hazırlanmışsa peyniri üç veya beş gün sonra al derlerdi. Nedeni ise tuzlu suyun ilk hazırlandığı günlerde peynirin daha sonraki peynirlere göre daha tuzlu olmasıydı. Altı kiloluk iki tencere alıp mandıraya vermiştim. Her hafta kendi tencereme yoğurt yapıyorlardı. Dolusunu almaya gittiğimde boşalmış olanı mandıraya bırakıyordum. Mandırada iki kadın bir de erkek işçi çalışıyordu. Erkek olan mandıranın ustasıydı. Kadınlar ise temizlik uzmanlarıydı. Süt kaynatılan yarım tonluk kazanın etrafında su borusu vardı. Bu borunun içinden geçen su neredeyse kaynar duruma geliyordu. Her türlü temizlik o sıcak suyla yapılıyordu. Zemin sık, sık sıcak suyla yıkandığından her zaman tertemizdi. Yoğurtta hiçbir katkı maddesi olmadığı halde buzdolabına konulan yoğurt en az bir hafta tazeliğini korurdu. Oysa köylü kadınların küçük bakraçlarda sattıkları yoğurtlar üç gün içinde bozuluyordu. Babam koyun sürüsü sahibi olduğundan süt ürünleri ustasıdır. Köylü kadınlarının sattıkları yoğurtların erken bozulmasının nedenini sorduğumda kaplarını iyi yıkamadıklarından demişti.
Yıllarca Tarım müdürlüğünün mandırasının sütünü, yoğurdunu peynirini satın alıp tüketmiştim. Ne yazık ki Süt Endüstrüsü Kurumu Yatağan’a süt ürünleri fabrikası ve bir de Kafaca Hayvancılık Kooperatifi de mandıra kurunca bu kaliteli ürün üreten tesis kapatıldı. Yatağan bize uzak olduğundan alışverişimi Kafaca Süt Ürünleri Kooperatifinden yapmaya başladım. Kooperatiften aldığım süt küçük oğlumun bağırsaklarını bozup ishal yapınca sütün kalanını belediyeye götürüp tahlil edilmesini istedim. Bu arada Kafaca kooperatifini eleştiren çok ağır bir köşe yazısı yazıp Devrim gazetesinde yayınlatmıştım. Kooperatif başkanı beni arayıp tehdit etti. Seni mahkemeye vereceğim, tazminat davası açacağım diye. Elinden geleni arkana koyma, zaten o yazının devamı da olacak. Yere dökülen bir tepsi yoğurdu satış yerinizdeki işçinizin yoğurt küreğiyle yerden nasıl toplayıp satışa sunduğunu da yazacağım dedim. O gün için söyleyecek söz bulamadığını sanmıştım. Meğer belediyenin yaptırdığı tahlilde süt olabildiğince zararlı bakterili ve mikroplu çıkmış. Kooperatif başkanı bunu öğrendiği için susmayı yeğlemiş.
En sağlıklı süt sağıldıktan sonra hemen satın alına bilen süttür. Tüketiciye kısa zamanda ulaştırıldığı için içinde hiçbir katkı maddesi olmayan süttür. Keşke belediyeler küçük bir tesis kurarak halka sağlıklı süt ve süt ürünleri sağlayabilseler. Eskiden her türlü gıda maddelerini halka ucuza satan belediye tanzim satış mağazaları vardı. Belediyelerin bu işlerle uğraşması yasaklandı mı? Yoksa zor geldiği için mi bu uygulamadan vazgeçildi bilmiyorum.
Özcan Nevres ozcan.nevres@gmail.com

Özcan Nevres
Latest posts by Özcan Nevres (see all)
(Bugün 1, toplamda 291 kez ziyaret edildi.)

Özcan Nevres tarafından yayınlandı

15 Ağustos 1935 de Menemen’de doğdum. Esas mesleğim elektrik ve elektronik teknisyenliğidir. Gazeteciliğe 1958 yılında Ege’de yayınlanan Sabah Postası gazetesinde başladım. Hobilerim yazmak, okumak, tarihi eserler ve harabelerle ilgilenmektir.