Korkutan İklim Değişikliği

Korkutan İklim Değişikliği

İki bin on üç yılındaki iklim değişikliği birçok olumsuzluklara neden oldu. En büyük sıkıntıyı da meyvelerde ve sebzelerde yaşadık. Daha önceki yıllarda kilosu bir liraya kadar düşen Mürdüm eriği geçtiğimiz yıl üç liradan aşağı düşmedi. Diğer meyveler için de aynı durum geçerli oldu. Geçen yıl sağlığımız için çok gerekli olan kuru kayısının kilosu on liraydı. Bu yıl ise elli lira. Nedeni ise ağaçların çiçek açma mevsimindeki kötü iklim koşullarıdır. Bu günlerdeki hava durumuna baktığımızda iki bin on dört yılının da çok zor bir yıl olacağını söylemek hayal perestlik olmaz. Meteorolojiden verilen bilgilere göre hava on, on iki derece daha soğuyacak. Neredeyse her evin bahçesinde bulunan güller ile nar ağaçları bu yüzden büyük bir risk altındadır. Zira güller ve narlar için soğuğa dayanma sınırı eksi on derecedir. Hava eksi on dereceden aşağı düştüğünde narlar ve güller donarlar. Donmaları da kurumalarına neden olur. Eğer yetiştirildikleri topraklar bol gübreli ise kökler dondan etkilenmez ve baharda filiz sürerek hızla büyümeye başlarlar. Ne kadar hızlı büyürlerse büyüsünler bu durumda nar ağacı en az iki yıl meyve vermeyecektir.

Bu soğuk günlerde beni kara, kara düşündüren iki konu var. Birincisi bahçemdeki çekirdeksiz nar ağaçları, ikincisi ise sokağımızdaki kediler. Kediler on bir saat yiyecek bir şey bulamazlarsa ölürler. Çok soğuk havalarda çöp bidonlarındaki yiyecekler donmuş olduklarından çöplerden yiyecek bulamayan kedilerin aç kalmalarına neden olmaktadır. Sokağımızda o kadar çok kedi var ki tümünü doyurmak çok zor. Günde iki kez et suyu ile ıslatılmış ekmek vermemiz bile yeterli olmuyor. Bu soğuk havalarda kedileri beslerken kuşları da kedilerden koruyarak beslememiz gerekiyor. İlk işim kedilerin ulaşamayacağı bir yere bir yemlik ve suluk koymak olacak. Aksi halde kuşları yaşatmak için verdiğimiz yemler kuşların kedilere yem olmasına neden olur.

Yıllardan beri hayvan barınakları yapılmasını özlemle bekliyoruz. Nedense hayvan barınağı denildiğinde ilk akla gelen köpek barınakları oluyor. Sormak gerekir. Köpekler hayvan da kediler hayvan değil mi? Şu an sokağımızda en az on kedi var. Peki, bunlardan kaçı önümüzdeki ilkbaharı görecek? Sokak kedilerinin yavruları bile kışı atlatamazken çocukları istedi diye evlerine kedi alanlar, çocukları bıktığında sokağa bıraktıkları kediler çok güç olan sokak koşullarında yaşamlarını sürdürmeleri olası mı?

Güzel mi güzel beyaz bir kedi bu yaz sokağımızda görünmüştü. Kendisi gibi güzel dört yavrusu vardı. Daha ilk soğuklarda biri yok oldu. Bakalım yok olma sırası diğerlerine ne zaman gelecek? Öyle yabaniler ki onlar için yapmış olduğum barınağa bile girmiyorlar. Yemeleri için yiyecek koyduğumuzda bile biz uzaklaşmadan yiyeceğin yanına gitmiyorlar. İnşallah belediye köpek barınağı kurduğu gibi kedi barınağı da kurar ve bu sevimli hayvanların da yaşamları süreklilik kazanır.

Bu kış iş bulamayanlar ile çalışmayı sevmeyenler önümüzdeki seçim sayesinde diğer yıllardaki kadar üşümeyecekler. Zira iktidar seçim yatırımı olarak bu kişilere beşer yüz kilo kömür dağıtacak. İdareli kullanırlarsa ve sokaklarda buldukları çalı çırpıyı evlerine taşıma zahmetine katlanırlarsa kışı fazla üşümeden geçirebilirler.

Özcan Nevres     ozcan.nevres@gmail.com

Özcan Nevres
Latest posts by Özcan Nevres (see all)
(Bugün 1, toplamda 54 kez ziyaret edildi.)

Özcan Nevres tarafından yayınlandı

15 Ağustos 1935 de Menemen’de doğdum. Esas mesleğim elektrik ve elektronik teknisyenliğidir. Gazeteciliğe 1958 yılında Ege’de yayınlanan Sabah Postası gazetesinde başladım. Hobilerim yazmak, okumak, tarihi eserler ve harabelerle ilgilenmektir.