Sağ Olasın Oktay Özengin

Bu gün MENEMEN’İN TARİHİ adlı devasa belgeselin yazarı ve hazırlayıcısı olan Sayın Oktay Özengin ile telefonla bir görüşme yaptım. Yayınlamayı başardığı bu kitap için kutladım. Kendisinden bana da bir tane göndermesini rica ettim. En kısa zamanda gönderecek olması beni oldukça sevindirdi ve memnun etti. Dahası akrabalarımın Menemen’e hizmette gösterdikleri başarılardan dolayı da çok mutlu oldum. (Oktay Özengin akrabam, Ziraat Odası Başkanı Metin Karagöl yeğenim olur) Bu arada kitabın yayınlanması için maddi ve manevi her türlü desteği veren, başta Kaymakamımız, Belediye Başkanımız ve Oda Başkanları olmak üzere tüm Menemen’i sevdikleri için desteklerini esirgemeyenleri candan kutlarım. Oktay Özengin’in başarılarının devamlı olmasını dilerim.

Bin dokuz yüz elli sekizde Menemen’in tarihi ile ilgili çalışmalarımı başlattığımda bazı öğretmen arkadaşlarım Menemen’in ne tarihi olabilir ki araştırıyorsun demişlerdi. Oysa Menemen’in o denli zengin bir tarihi var ki Oktay Özengin kardeşimin yayınlamış olduğu kitaba bile sığmaz. Ben araştırmalara başlamadan önce Menemen hakkında bilinen tek bir şey vardı. O da ilk Menemen’in Asarlık yakınında kurulmuş olması idi. Belediye başkan adayları ile yapılan açık oturumda dolmuş olan Menemen mezarlığının yenisini nerede yapmayı düşünüyorsunuz diye bir soru gelmişti. Benim dışımdaki üç aday daha önce planlanmış olduğu şekilde Sakaltepe’de demişlerdi. Son konuşmacı bendim. Sakaltepe’ye mezarlık yapamazsınız. Nedenine gelince hepinizin bildiği Asarlık yakınındaki Eski Menemen ilk Menemen değildir. İlk Menemen Sakaltepe’dedir. Milattan sonra on yedi ve yirmi üç yılları arasında oluşan depremler yüzünden şehir yıkılınca zemini daha sağlam olan Asarlık yakınındaki yere taşınmışlardı dedim. Sanırım bu söylediklerime hiç kimse inanmamıştı. Bir süre sonra Pekentinin yıkılan bölümlerinin doldurulması için Sakaltepe’den dolgu malzemesi alınırken kazı makinesinin kepçesine künkler takılmıştı. Kepçenin çıkardığı künkleri işçiler içinde altın vardır umuduyla kırmışlardı. Konu yargıya taşınmıştı. Dolgu işini alan yüklenici ile kepçeyi kullanan kişi üçer buçuk yıla mahkûm edilmişlerdi.

O yıllardaki araştırmalarımda İzmir Arkeoloji Müzesinin bahçesinde görmüş olduğum taşların Menemen’de bulunmuş olması dikkatimi çekmişti. Arkeoloji Müzesinin müdürü rahmetli Hakkı Gültekin’den o taşlar hakkında bilgi almıştım. Taşların bir kısmı Menemen’de Hıdır tepede, bir kısmının ise Helvacı köyünde bulunduğunu ve bu taşların insan üreme organlarına benzetilmeye çalışılışıldığın ve o dönemin insanlarının bu taşlara tapınmış olduklarını öğrenmiştim.. Belki de Anadolu’nun bilinen en eski tapınağı Hıdır tepedeki tapınaktır. Bu nedenle o alanın koruma altına alınması gerekmektedir. Bu bilgiler Menemen’in ilk kuruluşunu Cilalı taş öncesine yani Yontma taş dönemine kadar götürüyor.

Hakkı Gültekin’inin şu sözleri hiçbir zaman kulaklarımdan silinmemiştir. Menemen’de nereye bir kazma vursanız oradan tarih fışkırır demişti. Bu sözleri doğrultusunda Pelaslar hakkında araştırma yapılması gerekir. Pelasların Buruncuk dağındaki antik şehir Larissa’da, Larissa’nın kuruluşundan önce yaşadıkları biliniyor. Pelaslar hakkında çok az bilgi var. Nerden geldikleri ve nereye gittikleri bilinmiyordu. Buna rağmen bıraktıkları eserlerl yüzünden varlıkları kabul ediliyor. Nitekim Foça’da yapılan kazılarda İyonluların Foça’yı kurmuş oldukları alanda, daha önceleri Pelasların yaşadıkları bulunan eserler sayesinde anlaşılmıştır. Önceleri bu Pelaslar kimdir sorusu kafaları kurcalıyordu. Daha sonra yapılan araştırmalarda Pelasların çok eski bir Türk kavmi olduğu anlaşılmıştır.

Oktay Özengin kardeşim. Çalışmalarına aynı hızla devam et. Hazırlayıp yayınladığın bu kitapla yetinme. Ne mutlu ki araştırmalarımı benim bıraktığım yerde bırakmadan. Çok ilerilere taşıdın. Gönül ister ki Pelaslar hakkında daha geniş araştırmalar ve kazılar yapılsın. Menemen tüm geçmişiyle gün yüzüne çıkarılsın.

Özcan Nevres

Özcan Nevres
Latest posts by Özcan Nevres (see all)
(Bugün 1, toplamda 158 kez ziyaret edildi.)

Özcan Nevres tarafından yayınlandı

15 Ağustos 1935 de Menemen’de doğdum. Esas mesleğim elektrik ve elektronik teknisyenliğidir. Gazeteciliğe 1958 yılında Ege’de yayınlanan Sabah Postası gazetesinde başladım. Hobilerim yazmak, okumak, tarihi eserler ve harabelerle ilgilenmektir.