Yasaklar
Yasaklar eğer uygulanırsa yasak olur. Eğer uygulanmıyor ise yasak kararları hükümsüz olur. Yıllar önce pitbul cinsi köpeklerin yetiştirilmesi yasaklanmıştı. Zira o köpekler çok saldırgan oldukları için çok tehlikelidirler. Peki, bu yasağa uyan var mı? Yasak uygulansa bile en az o köpekler kadar vahşi duyguları olanlar onun da kolayını buluyorlar. Pitbulları melezleştirerek genlerindeki saldırganlıklarının başka köpeklere geçmesini sağlıyorlar. Yasa tanımazın biri bir tane değil, iki tane pitbul köpek yetiştiriyor. Üstelik bunları korkusuzca sokağa sala biliyor. Oynasınlar diye sahibinin önlerine attığı terliği sahibi geri alınca köpekler de sokaktaki adamın terliğini almak için adama saldırıyorlar. Adamı köpeklerin dişlerinden zorla çekip alıyorlar. Sonuçta adam hastanelik oluyor. Ayağına yapılan ameliyatlar nedeniyle üç gün hastanede yatmak zorunda kalıyor. Bu durumda bu köpekleri besleyenin hak ettiği cezayı alması gerekmiyor mu? Gerekiyor olmasına rağmen adam serbest bırakılıyor. Köpekler için ne gibi bir işlem yapıldığı ise haberde yar almamış. Köpeklerin saldırdığı adam yine de ucuz kurtulmuş. Bu olayda ölümcül yaralar da alabilirdi.
Yasaklarla devam edelim. Her türlü kirliliğe neden olmak yasaktır. İstanbul büyükşehir belediyesine sormak gerekir. Silivri’de Boğluca ve Tuzla derelerine olabildiğince kirli atık sularını bu derelere boca etmek bu yasağın dışında mı kalıyor? Koskoca bir yaz geçti. Ağır ve iğrenç kokuların en etkili olduğu dönem yaz aylarıdır. Büyükşehir belediyesinin duyarsızlığı ve beceriksizliği yüzünden bu iğrenç kokuları doya, doya içimize sindirdik. Görünen o ki önümüzdeki yıllarda da bu kokuları içimize sindirmeye devam edeceğiz. Bu arada Silivri’nin her yanına Silivri’de tarih yazdık diye afişlerle ilan eden Sayın Özcan Işıklar’a da bir sözüm var. Eğer gerçekten tarih yazmak istiyorsanız bu iki dereyi kirlilikten kurtarın. Bu kurtuluş ise yasakların uygulanmasıyla mümkün olabilir. Gerçi en büyük kirliliğe neden olan kanalizasyon sularını arıtacak olan arıtma tesisini halen kurmayı başaramamış olan büyükşehir belediyesidir. Atık sular arıtılmadıkça Boğluca deresinde de, Tuzla deresinde de kirlilik ve bu kirlilik yüzünden o iğrenç kokular artarak devam edecektir.
Silivri’de yaşamak güzeldir. Silivri’nin her yerinde bu sloganı görebilirsiniz. Peki, gerçek öyle mi? İSKİ patlayan su borularını onarmak için açtığı çukurları onarımdan sonra öylece bırakmaktadır. Karşı komşumun su arızası giderildikten sonra PTT nin direği dibine istiflenen taşlar bir yıldan beri döşeneceği günü beklemektedir. Gerçi orada artık döşenecek taş da kalmadı. Taşlar kapanın elinde kaldı. Yaklaşık bir ay önce evimin kapısı önündeki su patlağını onardıktan sonra çıkarılan taşlar kapımın önüne istiflendi. Bu taşları yerine döşemek için neyi bekliyorlar? Ayağımın takılıp düşmemi mi? Yetmiş dokuz yaşındaki, üstelik baypas ameliyatı olan bir insanın ayağının takılıp düşmesi olağandır. Böyle bir durum yaşayacak olursam bunun İSKİ ye pahalıya mal olacağını belirtmek isterim. Öyle bir şey olursa sonucuna katlanacaklardır. Bu konuya duyarsız kalan belediye de.
Konu Boğluca deresi olunca aklıma Menemen’de yaşadığım, daha doğrusu yaşattığım bir olay geldi. Sahibi olduğum nar bahçesine motor sıkletimle gitmiştim. Giderken kupkuru olan yol dönüşümde bir yerinde göle dönmüştü. Geç geçe bilirsen. Yüz seksen kiloluk motor sıkleti hendeklerden tek başıma geçirmek olası mı? Oralarda dolaşan biri vardı. Ona bana yardım edersen seni motor sıkletimle Menemen’e götürürüm dedim. Yardım etti. Yol kenarındaki bağın içinden geçerek yola çıktık. İlk işim Çiftçi Malları Koruma Dairesine gitmek oldu. Başkana bağ yollarını koruyamayan bir kuruluş çiftçinin malını nasıl korur dedim? Bunun tek bir çözümü var. O da sattığı suyun denetimini yapamayan sulama grubuna hak ettiği cezayı yazmaktır dedim. Sulama grubuna beş yüz bin lira ceza yazdılar. Sulama grubu başkanı çok kızmıştı. Senin artezyenlerine sayaç takacağım diyerek öfkesini dile getirmişti. Yazamazsın demiştim. Yerin on iki metre altına kadar su, maden ne varsa hepsi benimdir. On iki metreden sonrası devletindir. Bu olay belediyeye de ders oldu ve belediye göle dönen o çukuru doldurarak yolun ulaşıma açılmasını sağladı. Bu konudan yola çıkarak Silivri belediyesi de büyükşehir belediyesine ceza yazamaz mı? Yazabiliyorsa hemen yazması gerekir. Önermesi benden. Uygulaması ise belediyemizden.
Özcan Nevres ozcan.nevres@gmail.com
- Tükeniş - Haziran 24, 2016
- İnönü Krom Satmış - Haziran 24, 2016
- Konu Taksim Meydanı Olunca - Haziran 24, 2016