Adı konmamış bu savaş yüzünden her gün bir iki askerimizin şehit edilişi ile ilgili haberleri dinledikçe kahroluyoruz. Adı konmamış bir savaş bu. Zira şerefli ve kahraman ordumuzun karşısında hedef olacak, ölümüne savaşacağı bir ordu yok. Kendini göstermeye bile yüreği olmayan, tek silahı kalleşlik olan vatan hainleri var. Öncelikle bu vatan hainlerine bu kullandıkları son model, en ileri teknolojiye sahip ve olabildiğince güçlü olan bu mayınları ve diğer silahları bu kalleş şerefsizlere kim veriyor? Bunun araştırılıp tespit edilmesi gerekir. Bu ve buna benzer silahları hangi ülke veriyorsa o ülkeyle her türlü ilişkinin kesilmesi gerekir. Zira düşmanımızın dostu, bizim de düşmanımızdır. Bu ülke Amerika olsa bile.
Özgür Gündem gazetesinin okurları, Genel Kurmay İkinci Başkanı İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunmayı sürdürüyorlar. Bugün de, İHD İstanbul Şubesi yönetim kurulu üyeleri, DEHAP İl yöneticileri, Sinema Sanatçısı Yusuf Çetin ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi üyelerinin aralarında bulunduğu bir grup okur, suç duyurusunda bulundu. ANET Siyaset Grubundaki habere göre İstanbul’da adliye önünde bir araya gelen grup adına yapılan açıklamada, Başbuğ’un brifingde, tüm sivil toplum örgütlerini, muhalif basını ve aydınları hedef aldığı hatırlatıldı. Başbuğ’un açıklamalarının, ifade ve örgütlenme hakkına yönelik tehdit ve bir halkı yok sayma anlamına geldiğine dikkat çeken grup, ardından Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Bugün ayrıca, Bağcılar ve Küçükçekmece Adliyeleri’ne de, aynı içerikli suç duyuruları yapıldı.
Şu suç duyurusunda bulunanlara bir bakın. İstanbul’un en güzel yerlerinde yaşayan bu insanların nedense şehit edilen askerlerimiz için en küçük bir tepkileri yok. Sayın İlker Başbuğ’un ne demesini istiyorlar? İyi ki varsınız. Bu sayede askerlerimizi şehit edenlere destek oluyorsunuz. Bravo, devam edin mi diyecek? O halde bu ülkenin bölünmezliğini savunan ve her şehit haberinde yürekleri en derin yerinden yaralanan hepimiz var gücüyle haykıralım. Sayın İlker Başbuğ’u yürekten destekliyoruz diye.
Ey bölücü takımı aklınızı başınıza toplayın. Zira be devirde her ne kadar ekmek aslanın ağzındaysa da sizin ekmeğiniz bizim elimizde. Tarım bölgelerini lütfedip bir gezin. Tarım işlerinde kimler çalışıyor ve kimlerin ekmeğini yiyorlar. Büyük şehirlerdeki inşaat işlerinde çalışanlar için de aynı şey geçerli değil mi? Bu güne kadar hiçbir Türk iş veren hiçbir zaman ırk ayırımı yapmamışlardır. Eğer yapmaya başlarlarsa vay halinize. Sizleri gizliden gizliye destekleyen ne Birleşik Amerika ve ne de diğer ülkeler kurtaramazlar. Zira neredeyse tamamında işsizlik o ülkeleri de kasıp kavuruyor. Aç kalırsınız aç.
Nice canlar yitirmiştik Kıbrıs’ta. Bir banyonun küvetinde yatan ,iki çocuğun ve annesinin cansız ve kanlar içindeki bedenleri daha dün olmuş gibi gözlerimizin önünde. Kıbrıslı Rum’larla Türk mücahitlerinin arasındaki ölümüne savaşta kahramanca direnen ve destanlar yazdıran mücahitlerimizi hiçbir zaman unutmadık. Ne yazık ki Kıbrıs’ın yeni yetmeleri geçmişten ders almadılar. Almak istemediler. Onlar için Türk vatandaşı olmaktansa İngiliz, Rum veya dünya vatandaşı olmanın hiç önemi yoktu.Çocuklarının geleceği bile onları ilgilendirmiyordu.Önemli olan günlerini kurtarmaktı. Çocuklarının torunlarının değil. Ve büyük kahraman Rauf Denktaş’a rağmen Talat’ın partisini iktidar yaptılar ve ona cumhurbaşkanlığının yolunu açtılar. Koca kurt kahraman insan, büyük devlet adamı Rauf Denktaş gelişmelerden olabildiğince tedirgin. İlerlemiş yaşına rağmen, ülkesini Rum’a teslim etmemek için gerekirse yer altına ineriz diyebiliyor.
Sonunda Güney Kıbrıs Rum devletini tanıma anlamına gelen Gümrük Birliği anlaşması hükümetimizce imzalandı. Bu anlaşmanın Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyetini tanıma anlamına gelmeyeceğini deklare edeceklermiş. Atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra kim takar yayınlanacak olan deklarasyonu. Bu ancak bizim insanlarımız aldatmaya yarar.Gerisi hava civa.
Özcan Nevres
- Tükeniş - Haziran 24, 2016
- İnönü Krom Satmış - Haziran 24, 2016
- Konu Taksim Meydanı Olunca - Haziran 24, 2016