Yürekli Bir Liderdi
Bir zamanlar Birleşik Amerika’nın sömürdüğü Güney Amerika’nın petrol zengini Venezuela ülkesinin efsane lideri Hugo Chavez’in beklenmeyen ölümü büyük üzüntü yarattı. Chavez gerçek anlamda bir liderdi. Ülkesini sömüren tüm yabancı şirketleri ülkesinden kovarak adını efsaneleştirmişti. O aynı zamanda işçi, emekçi dostuydu. Bir öğretmen anne babanın altı çocuğundan biri olarak dünyaya gelen Chavez ordudaki on yedi yıllık paraşüt subaylığının ardından darbe girişiminde bulundu. Darbe teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlandı. Darbe yapmaya teşebbüs ettiği için iki yıl hapse mahkûm oldu. Hapiste iktidarı ele geçirmek için şiddetin geçerli olmadığını düşünerek hapisten çıkar çıkmaz siyasete atıldı. İki bin iki yılında bu kez Chavez’e karşı darbe girişimi yapıldı. Darbe teşebbüsü başarısız olunca kırk sekiz saat sonra halkının desteği sayesinde devlet başkanlığına geri döndü. Darbe teşebbüsü sonrası yaptığı açıklamada darbe teşebbüsünde Amerika’nın parmağı olduğunu ilan etti. Kansere ve kalbine yenik düşen Chavez elli sekiz yaşındayken yaşama veda etti. Venezuela halkının ve tüm sevenlerinin başı sağ olsun.
Şüphesiz Chafez Venezuela halkının sevdiği kadar birçok ülke liderinin ve halklarının da sevdiği bir liderdi. Ölümüne milyonlarca insanın gözyaşı döküyor olması bu sevginin en güzel belgesidir. Gerçek anlamda bir lider yüz yılda bir çıkar diyorlar. İçinde yaşadığımız yüz yıl insanlık için çok şanslı bir yüz yıl idi ki, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra Fidel Castro ve Hugo Chavez gibi iki lider daha çıkıp ülkelerinin kötü kaderini değiştirip ülkelerini yaşanacak ülke haline getirmişlerdi. Atatürk’ten sonra sözümü istismar etmeye kalkışanlar olur. Bu iki lider ile Mustafa Kemal Atatürk’ün arasında çok büyük fark vardır. İkisi de var olan bir devletin kötü kaderini değiştirmişlerdir. Oysa Mustafa Kemal Atatürk, işgal altındaki, üstelik orduları lağvedilmiş, ellerindeki silahlar alınmış, açlık ve sefalet içinde yüzmekte olan Türk halkının içinden çıkmış muhteşem bir liderdi. Kurtuluş Savaşı destanını yazdırmaya başladığında ülkenin belirli sınırları bile yoktu. Tüm Avrupa devletlerinin desteklediği Yunanistan Türk ordusunun karşısında ağır bir yenilgiye uğradıktan sonra, destekçi ülkeler de yenilgiyi kabul etmişlerdi. Bu nedenle Mustafa Kemal Atatürk hiçbir liderle kıyaslanamaz. O yüzden değil mi onun başarılarını gözlerden gizlemeye ve devrimlerini unutturmaya çalışmaları? Ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar onun adını gönüllerden silmeye hiçbir kimsenin gücü yetmeyecektir. Bizde bu bayrak ve Atatürk sevgisi var olduğu sürece bu ülkeyi hiçbir güç bölemez ve parçalayamaz
Birkaç gün önce ülkemizi ziyaret etmiş olan Ürdün kralı Abdullah ile ilgili habere bir göz atalım. Ürdün Kralı İkinci Abdullah İbn Hussein Türkiye’ye yaptığı resmi ziyaret kapsamında dün Anıtkabir’i ziyaret etmiş ve mozoleye çelenk koyduktan sonra gözyaşlarını tutamamıştı. Kralın gözyaşları tarihteki Osmanlı’ya Şerif Hüseyin’in yaptıklarını hatırlattı. Peki, neydi bu kralın gözyaşı dökmesine neden olan olay? Kral Abdullah’ın dedesi Osmanlı vatandaşıydı. Aynı zamanda Mebusan Meclisi ve Danışma Meclisi üyeliği yapmıştı. Ürdün’ün de ilk kralı olmuştu. Abdullah’ın kral olması aileye felaketlerden başka bir şey getirmemişti. Kral Abdullah suikasta kurban olunca yerine oğlu Tallal geçiyor. Tallal akıl hastalığına tutuluyor ve ömrü İstanbul’da şifa yurdunda geçiyor. Şerif Hüseyin’in diğer çocukları ise Irak Kralı ve veliahdı oluyorlar. Fakat onlar da askeri darbede feci şekilde can veriyorlar. Hani derler ya, alma mazlumun ahını çıkar aheste, aheste. Belki de onlar Osmanlı’ya yaptıkları ihanetin bedelini ödemişlerdi. Kanımca kralın gözyaşları Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk gibi bir lider olmayı başaramamış olmasından kaynaklanıyordu. Kral İkinci Abdullah İbn Hussein Atatürk’ün ululuğunu gıpta ettiği için gözyaşı döküyor. Oysa Mustafa Kemal Atatürk’ün bu vatanı kazanıp emanet ettiği halkından bazıları onun büyüklüğüne gölge düşürmeye çalışıyorlar. Yazık. Hem de çok yazık.
Özcan Nevres ozcan.nevres@gmail.com
www.ozcannevres.com
- Tükeniş - Haziran 24, 2016
- İnönü Krom Satmış - Haziran 24, 2016
- Konu Taksim Meydanı Olunca - Haziran 24, 2016